19 Mayıs 2013 Pazar

Ricky'nin Kopyası -Jack

Daha karga yemeği yemedi , Üsküdarda da sabah olmadı  ve kimse balığı bahane edip koliye gitmedi. Anlayacağın okuyucu kötü bir alışkanlık olarak tatil günlerinde bile okul saatinde uyanıyorum. Sabahın körü ve ben zebellak gibi ayaktayım.

Sabahın köründe burada ne arıyorum. Konuya nasıl girsem bilemedim. Ricky'i biliyorsunuz hani şu hayatıma sıçıp siktir olup giden orospudan çocuk yapan pezevengin evladı. Heh işte ona benzeyen birini arıyordum galiba kaşımdaki kişiden. Yaklaşık bir aydır biriyle konuşuyorum ve evi o kadar yakın ki benim okulun orada bana  nefret ettiğim okulu bile sevdirebilir. Bu sefer ki diğerleri gibi değil. Çok ciddiyim. Biliyorum ayran gönüllüyüm, biliyorum kimseyi sevemiyorum , biliyorum kiminle konuşsam hep -bu sefer ki farklı- diyorum. Ama bu seferki cidden çok farklı :))

Biraz önce yüzümü yıkadım sonra aynada kendime bakarken aklıma geldi birden. Ricky değil yahu şuan konuştuğum adam. Ona da Micky diyelim. Böyle bi ağız burun kayması, gözlerin içi parlaması , hiç bir şey yokken otuziki  dişimi de görmem . (18 yaşındayım gerçi daha 20lik dişim çıkmadı )  Sonra durdum dedim ki -geç anlat, fenalardasın sen  Jack- Bundan sonra konuya giriyorum.

Güne ne kadar kötü başlamış olsam da sonrası çok güzel geldi. Neden kötü başladı dur anlatacağım. Sabahın köründe annem odaya girdi haşır huşur bir şeylerle uğraşıyor dedim -git şuradan uyuyoruz herhalde - hiç tınlamadı..Kahvaltıya falan çağırmış ki saat sabahın altısı. Ben saat dokuz da kalkıp dershaneye gideceğim iki dilim  ekmek uykumu bölemem kusura bakmasın kimse. Zaten annem bir kaç gündür kıvranıyordu. Kandıl günü gabilenin haber sayfasına girmiştim haberleri okurken gördü kesin ona takmıştır kafayı. Her neyse kaç defa kahvaltıya çağırdı uykumun ağzına sıçtı zaten. Gıcıklık olsun diye gitmedim. Sonra bir hızla odaya girdi bütün dolabımı aşağıya indirdi. Ne olduğunu anlamadım kalktım  dedim -ne yapıyorsan sessiz yapar mısın ?- çok sakindim. O da bıraktı gitti evden çıkarken -Akşam eve geldiğim zaman seni evde görmek istiyorum işimiz var seninle- dedi çekti kapıyı çıktı.


Bu lafın üstüne uyuyamadım. Kalktım dağıttığı kıyafetlerimi topladım. Toplarken acaba ne  işi var diye düşündüm kafamda. Annem benim biraz kuruntuludur da kuruntulu olmaktan daha fazlası aslında kendi içinde  kurar bişey ona inanır daha da büyür o büyür sonra bağırır çağırır susar. Zor bir dürüm yani.. Gel gelelim ki akşam ben eve ne kadar erken gelsem de kendisi eve gece ikide geldi. İşi falanda yokmuş sırf eve erken geleyim diye böyle ciddiyet katmaya çalışıyor. Katil olacağım kendimi öldüreceğim.

Gelim Micky'e dur ilk önce şu yamulan ağzımı yüzümü toparlayayım. Allahım bir insanın gülüşü bu kadar tatlı olamaz.Onun ben inci dişlerini yerim. Dudakları da çok güzel. Hele o top sakalı yokmu yanağımı öptüğü zaman batıyor falan çok tahrik edici. Ayrıca elleride çok güzel. Rick'ye o kadar çok benziyor ki size anlatamam. Kopyala yapıştır. Sadece Ricky'den daha fazla saçı var. Göz renkleri bile aynı ya. Böyle buğulu yeşil. Kahverengiyle birleşmiş yeşil. Ela gibi de değil her neyse ben duman gözlüm diyorum zaten. Bende kızıl saçlıyım diye o da bana balım diyor.

Dün o kadar güzel vakit geçirdik ki anlatamam. Uyuyordu o zaten bende sokuldum yanına biraz uyduk falan sonra birden Ricky gibi konuşmaya başladı.
-Ben çok alıştım sana  seviyorum lan harbi seni başkasıyla birlikte olursan onunda seninde ağzına sıçarım. İlerleyen zamanlarda yüzük takalım. Bana da bakmasın karılar artık ben buldum eşimi .-

Beni o konuşurken görmeniz lazım. Durun lannnn ağlayacağım galiba .:/

Hiç birşey demedim öylece baktım. Duman gözlerine baktım bir an -Te Amo Mucho Mucho Mucho- diye bağracaktım da kendimi son anda tuttum. Rcky bir gün beni eve bıraktı sonra dönüp giderken arabanın camını açtı- Mi Amorrr ! Te Amo Mucho Mucho Mucho- diye bağıra bağıra gitti. Anlamını bilmeyenler için söylüyorum -Aşkım ! Seni Çok Çok Çok Seviyorum- demek .

Karşımdaki Micky olduğunu anlayınca sustum sadece bir öpücük kondurdum sonra sarıldım. O da birşey demedi öylece ne kadar süre durduk bilmiyorum hiç. Çok güzel gündü. Feci halde duygu yüklendim şuan dokunsalar  ağlayacağım yani o derece.

Neyse ben gideyim kahvaltı yapayım. Umarım bu seferki olur allam nolur amin. Bir sonraki yazıca görüşmek üzere okuyucu. xoxo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder