17 Mart 2013 Pazar

Bahçelerde Jill Jill Koca Kafalı BenJill !


Son birkaç gündür YGS’yi düşünmeden duramıyorum. Sanırsın ki yıllardır görüşmediğim çocukluk  aşkımı göreceğim. E dile kolay tam dört yıldır bize yerleştirilen bir sınav yok.

Bütün sene ben ağustos böceği arkadaşlarım karınca didindik durduk. Onlar ekmeğini ben kırıntılarını yerim artık. Ama hala içim de bir umut var dört yandan sarıldım derslerime, koca liseyi bir gece önceden çalışmalarla bitirmiş insanız YGS’den bir gece de tam çıkarırız, nolcak?

Bugün o kadar çok yoruldum ki anlatamam. Sabahın altısında sevgili pisim Osmancık tarafından düşüncesizce uyandırılınca bir daha uyuyamadım. Kalkmışım bari hazırlanayım da dershaneye gideyim dedim ve yola ilk defa vaktinde çıktım bütün dönem hep geç kalan Jill, bugün dershaneye erkencikden gitti. Bunda beni bekleyen bir Jack oğlu Jack olmamasının da bir payı var tabii.

Bizimkinin sabah sabah kahvaltı niyetine göt vereceği tutmuş da geceden mesaj atmış. Bir işinde emrivaki olmasın be çocuk. Ahh aah olsun ben kaç defa Jack diye ağaçlara sarıldığımı bilirim.

Metroda evimin hemen karşısında olduğu için yola çıktığım gibi Burak’ı gördüm. Seksi Vampir Burak değil çünkü onunla yaklaşık bir aydır görüşemiyoruz ve bu beni çok üzüyor. Kesin Jack’de bir cenabetlik var, ne zaman benim yanıma olmasa yakışıklı kankiştolarımla karşılaşıyorum.

Dershaneye bir girdim kimse yok saat sekiz buçuk oldu, bir iki kişi –kokuşmuş Furkan iki kişilik yer kaplıyor - ama kimse yok. Saat dokuza yaklaştı içeri Sinan girdi. Bu da yetmezmiş gibi öğretmen aldı onu benim önüme oturttu. Ve o saatten sonra sınav benim için bitti. Çocuğun naçizane poposunu izlemekten ne paragraf çözebildim ne fen…

Sınav bitti Sinan’nın poposu gözlerimin önünden gitmiyor, bir yandan da terminal otobüsü bekliyoruz. Doğduğumdan beri Bursa’dayım Kitap Fuar’ına (TÜYAP) sadece bir kere gittim.

Yedinci sınıfta burnumda sümüğümle, eteğimin altından kilotlu çorabımı çeke çeke kitaplara boş boş baktığımı hatırlıyorum. Nasıl bir travma geçirmişim?

Terminal otobüs’ü geldi önümüzde durdu, öyle bakakaldım. Acaba otobüsün neresine binsem diye uzun uzun düşündüm. İçeriye kafamı uzattım, insanlar birbirinin üzerine binmiş. Yıllardır otobüse de binmediğim için Jack’in arkasından ördek yavrusu gibi gittim ama ön kapıdan değil. Ön kapı açılmadı, kalabalıktan şoför’ü bile göremedim. Kartları da inerken basarız dedik ama beleşe geldik.

TÜYAP’ da tıklım tıklım dolu, sabahın 11’inde bu ne kalabalık?! Sıyrıla sıyrıla Pucca’nın imza vereceği yeri bulduk. Kimse yok! Boş! Bir tanacik kız var. Zavallıcık o da sabahın 10’unda rüyasında mı görmüş Pucca’yı?

TÜYAP tıklım tıklım dolu, Pucca’ya kimsecik yok. Bir ara güvenlikçiler geldi Pucca’yı sordular. Yahu adam Pucca yabancı mı diye sordu? Sonra ne oldu da o salon bir saat içerisinde doldu anlayamadım. Pucca farkı diyelim.

Pucca’yı şikayet etmek gibi olmasın ama dediği kadar varmış bir insan yarım saat bekletilir mi? İlk başlarda kamp kurmuş gibiydik ama o kadar çok bekletti ki prefabrik ev yapmayı düşündük. Bekle babam bekle sonra Pucca bize misafirliğe geldi. Uzaktan gördüğüm gibi tanıdım, bu yeteneğimden size daha önce bahsettiğimi hatırlıyorum. İlk ben geldim yanına, piyango bana çıktı. Zaten her yanım gelişmiş bir tek sosyal olgularım gelişememiş. Söylemek istediğim ne varsa unuttum. Her şey uçtu gitti. Bu sadece bana olmadı ki, yeni tanıştığımız arkadaşımız Elif ve Jack’e de oldu. Yeni prefabrik evimizde şunu deriz, bunu da deriz, dişlerini göster pucca, kim bu erik, pekmez inşallak boşanır diye birbirimize söylerken hiçbir sorun yoktu. Keşke elime yazsaydım…

Sonra kız geldi kimse hiçbir şey diyemedi. Pucca geç kaldığı için özür diliyor. “Olsun, seni biliyoruz. Kesin ne giyeceğine kadar verememişsindir” demek istiyorum ama ağzımdan bir tek “olsun” çıkıyor. Sonra Jack and Jill diye imzalar mısınız diyorum. Jack and Jill’i yanlış yazıyor. Hani Adam Sandler’ın filmi, bilirsin demek istiyorum ama yok. O teşekkür ediyor ben çekip gidiyorum. Sonra Jack geliyor ve o da Jack and Jill diye imzalatıyor. Günün bombasını Pucca patlatıyor. “Sevgili misiniz?”

Bir tek Pucca kalmıştı bizi sevgili sanmayan artık o da oldu.

Söylemek istediklerim hala aklımda dönerken Jack ve onun arkadaşlarıyla eve dönüyoruz. Sinan’a manyak gibi aşıkken uykum kaçtığında Pucca okuyordum. Nasıl bir manyaksam son kitabını yirmi dört saatte bitirdim.

Sevgili Pucca’nın bloğumuzu okuyacağını sanmıyorum ama Jack ona adresimizi vermişti.

Sana çok imreniyorum. Kendi ayaklarının üzerinde yalpalıya yalpalıya olsa da aşktan ağzın yansa da dimdik kaldın. Ayrıca kilolu değilsin, kilolu benim gibilere denir.
-Jill









http://vine.co/v/bpabrtv3Kd9 (Bu  linkten sonra daha iyi anladım :DDdD:DDdD:D

4 Mart 2013 Pazartesi

Yoğunluktan yoğummm -Jack

Bir kaç gündür sizi ihmal ettiğimin farkındayım. Jill'i de ne yazık ki . Annemin sağlık sorunları , buna beni sapık ve sapık sanan zihinsel sorunları da dahil onlarla uğraşmakla mesguldum. Hee ! Tabi birde beni köpekten bile kıskanan psikopat sevgilimi işin içine katmıyorum.

Olaya benim mutlu beraberliği olduğu için kıskandığım edebiyat hocamla başlamak istiyorum. Adam beni köşeye çekip - sen beni biliyorsun, bende seni biliyorum- diyerek başladı. O kadar samimi bir konuşma oldu ki sevgilim olup olmadığını bile sordu. Sevgilisi çok merak ettiğimi söyleyemedim bir türlü.Büyük ihtimal hanzonun birisidir. Çünkü armudun iyisini hep ayılar yer.Adam yakışıklı allah için güzel popsu var. Ben genelde orasına bakıyorum. Bazen pantolunundan belli olan neyse şimdi sapıklaşmayayım.

Dershanede aynı sorunları yaşadığımızı öğrendiğim zaman iyice kanım ısındı hocaya. Onunda annesi biliyormuş. Yaptığı baskıyı az çok düşünebiliyorum. Geçenlerde annemde beni farklı bir şekilde tongaya düşürdü. Bana verdiği dershane ve kontur parasını bana verdiğini unutan paranoyak annem cebimde paraları görünce kafasında kurmuş akşama kadar. Eve bi geldim surat beş karış. Bi kaç baskıdan sonra başladı konuşmaya. -Sen nerden buldun bu parayı ? Kötü bişey yapmazsın biliyorum sen akıllı çocuksun ama nerden geldi bu para ? - Bunları öyle bir sordu ki cebimi karıştırdığının hesabını bile soramadım. Aklında ne var die ısrar edince bir anda benim para karşılığı yattığım fikrine kapılmış. Nereden düşünüyor bunları anlamıyorum. Yemin ederim erken menapoza mı girdi anlamadım. Hani ben akıllıydım, hani ben yanlış bişey yapmazdım ee ne oldu şimdi.?

Hayır bunları duyduktan sonra parayı onun verdiğini söyleyince bi rahatlama falan baktım sıkıyor kendini - rahatlayacaksan ağla- dedim. Allahım demez olaydım. Ağzımı siksinler yemin ederim. Başladı - sen o düşünceden kurtuldun mu ? Kız arkadaşın yok mu ?  Bana bişey olursa sebebi sensin ! - şindi anlatmaya kalksam bu düşünce değil doğuştan desem anlamaz. Benim annem cahildir ama öğretmeye kalksan bile öğrenmek istemeyen kabul etmeyen cahillerdendir. Bu daha kotu yani.. Deneme sınavında kaç kere aradı. Devamlı bi konuşmak isteği içerisinde. Bende en sonunda sinirlenince - beni ya böyle kabul et yada unu- die bağırınca olanlar oldu. -Benim bir oğlum var o evlenecek  bana torun verecek sen umrumda bile değilsin - dedi. Evlatlıkta reddetti yani.Dünden razıymış zaten. Ben yinede uğraşıyorum mal gibi. Gidip okuldaki rehberlik hocasıyla konuştum.



Anlattım durumu falan . Kadın anlamış zaten. Çünkü onunda kuzeni eşcinselmiş. Bendeki patavatsızlığın haddi  hesabı yok tabi. -Bana ayarlasanıza hocam :) - deyiverdim hemen. Çok yayvan apızlı olduğumu daha önce söylemişmiydim. Cidden biri ağzıma ağzıma vursun . Ne olacak böyle halim hiç bilmiyorum..


                                               
                                              Psikopatıma gelsin...<3



                           Buda hayran olduğu komşusuna odunluk yapıp kolay gelsin demeyen Jill' gelsin


1 Mart 2013 Cuma

Sikko Jack -Jill


En son tetenoz aşısını ne zaman olmuştum?

Hatırlamıyorum ama şu an dersimiz biyoloji ve yorgunluktan kafam sıranın üzerine düştü düşecek. Gündüz uyumaktan nefret ederim!

YGS’yi düşünüyorum, Sinan’ı düşünüyorum, YGS’Yi düşünüyorum, Burak’ı düşünüyorum, YGS’yi düşünüyorum, Atakan’ı düşünüyorum, YGS’yi düşünüyorum, Öküz-Kıyamet-Sinan dostluğunu düşünüyorum ve tabii YGS’yi düşünüyorum.

Uzun zamandır tek yaptığım hayatımın boka sardığından ötürü yakınmak, yemek yiyip biraz kilo alıp mazoşistçe kendini saatlerce aç bırakmak, ders çalışmak, uyumak, okula son beş dakikada kalkıp hazırlanmak (Neyse ki okul evimizin arkasında), babamla kavga etmek –ki yaşamsal faaliyetlerimin arasında yer alır- ve Jack sikkosuna dahi söyleyemediğim sorunlarımla uğraşmak…

Jack sikkosu şu an pek sevgili anneciğinin sağlık problemleriyle ilgilenmekte ve hayatının boklu gelişmelerini aktarmayı bana bırakmakta. Nereden başlayacağımı bilemediğim bir bokluk içindeyim. Zaten hep ortadan dalarım…

Yaklaşık –haftalar önce- bir hafta önce bizim Türkçeci dershane çıkışı bizim Jackciğimizi bir köşeye çekmiş ve itiraflar yarım yamalak ortaya dökülmüş.

“Seni biliyorum? Sende beni biliyorsun?”

Bundan sonra ne konuştuklarını inanın Jack anlattı da benim çok uykum vardı. İşte artık Türkçeci ortalığın amına koymuş, Jack’in ne ibne herif olduğunu öğrenmiş. Amy’nin onu bildiğini bilmiyor. Ve benim masum bir sünepe olduğumu düşünüyor. Sünepe kısmında haksız sayılmaz.

Sikko arkadaşım yeni manitada yapmış, çocuk yakışıklı, gayler hakkındaki acınası düşüncemi doğruluyor vesselam. Onun hayatı bu kadar güzelken ben neden bir sürtük gibiyim. Bundan bahsetmek istemiyorum. Çünkü kendimden ve yaptıklarımdan utanıyorum.

Zaten bizimki yeni manitayı görünce beni unuttu. Sorun yok yalnızken çok salak olsam da mutluyum. Nasılsa gün gelir bende onu satarım, o zaman görür gününü. Birsen’in bile bir sevgilisi varsa, hem de o sevgili benim Beyaz Gibsonlu prensim, kantinciler kıralının oğluysa, Hayat çok acımasız ve adaletsizse falan falan.

Doğan-Kıyamet-Sinan üçlüsünün arkamdan attıkları kahkahaları duyuyor gibiyim. Hiç birini takmamaya çalışıyorum ama yan yana geldiklerinde kendimi aşağılık bir varlık gibi görmeye başlıyorum. Üstelik Bunlar bana ders olmamış gibi, Kantinciler kıralı ders olmamış gibi birde ithal sevgili merakına girdim.

Atakan’dan bahsediyorum. Osmanişkom’u sevecekti nekgüzel ya ben hep öküzüm yeminle. Te Geçen gün yakışıklı komşumu da gördüm bir ‘kolay gelsin’ diyemedim. Hani şu kapıda kaldığım gün kartını sokan –bana değil kapıya- çocuk. Bana baktı hatta gülümsedi lan. Ben o an artık ne düşünüyorduysam. Nasıl bir maldıysam.

Öhööm! Atakan diyorduk, böyle sportif bir çocuk ama şüpheci. Sikko arkadaşımızı çok sıkıştırdı ‘Sen gay mısın? Bak ben Avrupalarda büyüdüm, benim çok gay arkitoşkolarım var’ falan diye ama Ateist tarafına verelim… Jack’le kanka muhabbetindeler de bir kanka gibi karşılıklı oturup iki çay içmişlikleri de yok hani. 

Herşey olacağına varır Jillcim.  Takma kafana!

 Kendimi yerim! <3
Bu moral ve konsantrasyonla ancak bu kadar. Çok çok öptüm Dedikoducu Jill. Heheheheheh :D




Castıncığımın doğum günüsü <3 ye beni castın ehıheıuheuhw