29 Ağustos 2016 Pazartesi

Buradasın Biliyorum



Bazı radikal kararlar almam gerektiğinin farkında olarak yeniden bir başlangıç yazıyorum bu gece.

Geçen hafta Jack buradaydı ve planladığımız gibi Zeytinliye gidemedik. O zaman için ona kızıyordum, evet. Belki de gitseydik ben bu kararları asla almayacaktım.

Yaşayan insanlar çok bencil olabiliyorlar bazen. Yaptığım bencilliğin bir yerinden dönüyorum.

Bugün onunla geçirdiğim son gece olduğunu  bilmeden geçirdiğim son gecenin yıl dönümü ve ben sabah herhangi bir sabaha uyandım. Gözümü açtığım gibi kahvaltı yaptım. Akşama kadar saçma sapan bir dizi izledim ve akşam üzeri annemden gelen bir telefonla beraber kalkıp adliyeye avukatı görmeye gittim. İşimiz bittikten sonra akşamı bitirene kadar orada burada gezdik.

Eve döndüm ve iki saat daha saçma sapan oturdum. Sonra yemek yedim. Kardeşimle oynaştım. Babamla kavga ettim. Uyumadan önceki rutin İnternet gezintimi yapıyordum ki lanet bir sitenin lanet bir testinde lanet bir görsel görene dek.


Gözüm ister istemez günün tarihine bakarken saatinde tam olarak onun saçlarını sevdiğim saatlerde olduğunu gördüm ve beynimde bazı şeyler patlak vermeye başladı.

Yaşarken dalıp gidiyor işte insan belki şu görsele denk gelmeseydim asla da uyanamayacaktım. Saçma sapan hayatın içerisinde manevi her şeyin kıymetinin benim için günden güne nasıl da azaldığının ancak şimdi farkına vardım. Verdiğim hiçbir sözü yerine getirmediğimi ve kimseyle eskisi kadar samimi konuşamadığımı.

Kapıdan çıkarken sarılmadım ona, nasılsa daha birlikteyiz dedim. Yapılacak şeylerden ayak üstü konuştuk. Görüşürüz deyip ayrıldık birbirimizden. O gittikten sonra uyumaya koyulmuştum ki pişmanlığımı hemen hissettim. Keşke sarılsaydım. Sonra hemen bu düşünceyi çıkarttım aklımdan nasılsa iki gün sonra görüşecektik.

İki güne o gitti.

Giderken de eylülü bana bıraktı.

Belki benim kağıt param bir şekilde
döne dolaşa senin cebine girmiştir
Jill