29 Ağustos 2016 Pazartesi

Buradasın Biliyorum



Bazı radikal kararlar almam gerektiğinin farkında olarak yeniden bir başlangıç yazıyorum bu gece.

Geçen hafta Jack buradaydı ve planladığımız gibi Zeytinliye gidemedik. O zaman için ona kızıyordum, evet. Belki de gitseydik ben bu kararları asla almayacaktım.

Yaşayan insanlar çok bencil olabiliyorlar bazen. Yaptığım bencilliğin bir yerinden dönüyorum.

Bugün onunla geçirdiğim son gece olduğunu  bilmeden geçirdiğim son gecenin yıl dönümü ve ben sabah herhangi bir sabaha uyandım. Gözümü açtığım gibi kahvaltı yaptım. Akşama kadar saçma sapan bir dizi izledim ve akşam üzeri annemden gelen bir telefonla beraber kalkıp adliyeye avukatı görmeye gittim. İşimiz bittikten sonra akşamı bitirene kadar orada burada gezdik.

Eve döndüm ve iki saat daha saçma sapan oturdum. Sonra yemek yedim. Kardeşimle oynaştım. Babamla kavga ettim. Uyumadan önceki rutin İnternet gezintimi yapıyordum ki lanet bir sitenin lanet bir testinde lanet bir görsel görene dek.


Gözüm ister istemez günün tarihine bakarken saatinde tam olarak onun saçlarını sevdiğim saatlerde olduğunu gördüm ve beynimde bazı şeyler patlak vermeye başladı.

Yaşarken dalıp gidiyor işte insan belki şu görsele denk gelmeseydim asla da uyanamayacaktım. Saçma sapan hayatın içerisinde manevi her şeyin kıymetinin benim için günden güne nasıl da azaldığının ancak şimdi farkına vardım. Verdiğim hiçbir sözü yerine getirmediğimi ve kimseyle eskisi kadar samimi konuşamadığımı.

Kapıdan çıkarken sarılmadım ona, nasılsa daha birlikteyiz dedim. Yapılacak şeylerden ayak üstü konuştuk. Görüşürüz deyip ayrıldık birbirimizden. O gittikten sonra uyumaya koyulmuştum ki pişmanlığımı hemen hissettim. Keşke sarılsaydım. Sonra hemen bu düşünceyi çıkarttım aklımdan nasılsa iki gün sonra görüşecektik.

İki güne o gitti.

Giderken de eylülü bana bıraktı.

Belki benim kağıt param bir şekilde
döne dolaşa senin cebine girmiştir
Jill

10 Temmuz 2016 Pazar

Melankoli Kalp Ben -Jack

Oldukça boş zamanım var. Değerlendirmesini yapacak ne gücüm ne de manevi imkanlarım var. Her şeyin farkındayım ama cabalamiyorum. Bu durum beni oldugumdan daha çekilmez bir insan yapıyor.

Bu aralar çalışmadığım zamanlarda Dertsiz başıma dert açma gibi ugraslarim mevcut.  Çünkü acıyla beslenen bir insan olarak duygusalliktan uzaklaşıyorum. Yalnız kaldığım ve kendimi sorguladigim zamanlar içerisinde yaşadığım paradoks halleri beni bunaltmaya başladı.  Yarım kalmislik hissini bir parçam gibi brnimseyip hayatimin her alanına yerleştirmeye başladım.
Çok korkunç. ......

Bu şehirdeki zamanım dolmuş gibi.  Artık aynı binaları , aynı insanları görmekten çok sıkıldım.  Kafami ve kedimi alıp uzaklasmak istiyorum.  Çok fazla planım var geleceğe dair.  Hiç birinin olmayacağını ya da yarım yamalak olacağını bile bile belirsizlik içinde yorgunluk anlamında master yapmak üzereyim.

Sıkıntının büyük payı bende. Içimdeki Humanist yaklaşıma sağlık, başkalarına mâl edemeyecek kadar degerlislestiriyorum kendimi. Aslında hayat bir oyun ve fazla ciddiye almamak lazım. Oyun kurucusu değilim ve sanırsam oyunun bir parçası da olamıyorum.  Yarımim , yarım kaldım ve yarım kalmaya devam edeceğim gibime geliyor. Bu düşünce çok fazla canımı sıkıyor ve bir donun noktasına ihtiyacim var.

Dönüm noktasından kastım , yarım kalmış ve beni tamamlayacak bir insan evladı.  Dedigim gibi tek başıma rahata eremeyecek kadar birine ihtiyaç duyuyorum. Sıfatlarin bi önemi yok.  Açıkçası birine de gerek yok.  Dedigim gibi sorunun ne olduğunu biliyorum fakat bir ugrasta bulunmuyorum. Bu durum sorun mu benim için ondan bile emin değilim.

21 yaşındayım ve yakinda 22 olacağım.  Normal gençler gibi bir hayat yasayamiyorim.  Sabah işe gidiyor , işten çıkar çıkmaz evime geliyorum.  Çevremde çok insan olmasına rağmen asıl beni ifade etme zorluğu yaşıyorum.  Sıkıntılarım vat ve sıkıntılarım in hepsi sadcee dert üretmeye yarayan dusuncelerim.  Eğer yanımda kalem ve kağıt olmasa bu yazdıklarımı kendi kendime konuşup bilinçaltımin derinliklerine yollayacaktim.  Neyse ki şanslı gunumdeymisiz.  Her zamanki gibi balonda boş boş oturmak yerine yazı yapabiliyorum.  Bu uzun zamandır yaptığım en rahatlatıcı eylemlerden bir tanesi. Diğeri ne onu bilmiyorum gerçi

Hayatima aldigim herkes benden birseyler aldı. Kimi mantigimi , kimi neşeli , kimi duygularımı , kimi nesemi aldı.  Bunların bendr hiç bir zaman tekrar da halinde olmayacağını biliyorum.  Tebessüm edisimin altındaki acıyı , sessizliğimin altındaki acizligi bir bakisimdan anlayacak ve benimle aynı şeyleri yaşamayı göze alacak kadar sağlam biri lazım. Zaten hep böyle biri buldugumu düşündüğüm insanlara da verdim ya son kalan sabrimi , sevgimi vs vs.

O yüzden uzun bir süre kimseyle takılmayi düşünmüyorum.

Secret'taki yarım kalmislik hissine,  doktorun benden sonraki mutlu hayatını kiskanmama ve ayildigim bütün insanlara uğrayan ama bana garezi olduğunu düşündüğüm şansa. ..

Vakitli ya da vakitsiz giden yarım kalanlara sağlık. ...





8 Temmuz 2016 Cuma

Yeni Biri Görünümlü Yeni Yazı -Jack

Bence evrenin kafası karışık. Bildiğin dalga geçiyor benimle. Bu aralar o kadar kafam yerindeki anlatamam size bildiğin huzur. Aslında mutlak huzur tamamen insanın içinde. Kendini sev , kendine bak kendinle uğraş ne uğraşacaksın başkalarıyla kim senden daha değerli, kim senden daha çok düşünür seni, kimse tabi ki belki aile fertlerinden bir kaçı o kadar onun dışında buradan canımı sıkan ve sıkmak için hayatıma girecek olan insanlara sesleniyorum. SİKTİR GİT...

Oldukça gereksiz ve ergence giriş yaptıktan sonra yazıma devam etmek istiyorum. Önceki yazımda bahsettim ya yeni biriyle takılıyorum diye. Ondan bahsedeceğim şimdi. Aslında nedense ondan bahsedince kendimi suçlu hissediyorum. Arkadaş o kadar gizlilik delisi ki anlatamam. Tanıştıktan 3 gün sonra gerçek ismini söyledi ve telefon numarasını 'Artık sıkıldım senden numaranı vereceksen ver vermeyeceksen önüme bakacağım' mesajıyla rest çekerek aldım .Her neyse bir kaç gün sonra buluştuk. Beni bir bekleyişi var görmeniz lazım gözlükleri takmış kuytu köşeye geçmiş bekliyor sakince. Zaten biz ilk kamera açınca  kamera karşısında sallanıp duruyordu. Herif yakışıklı ama benden çekiniyor. İlginç olan tarafı beni beğenmiş olması. The secret diyelin arkadaşa.Bu gizlilik delisini anlıyorum. Ciddi anlamda anlıyorum. İlk defa bir erkekle bu kadar fazla vakit geçirdiğine adım gibi eminim. Hani erkek dediğime bakmayın seviştiği bi erkekle bu kadar fazla vakit geçirıyot. O kadar tatlı ki anlatamam size. Eğer önceden olsa bildiğin kör kütük aşık olmuştum şimdiye. Ama huzuru kendi içimde bulduğum için pek oralı olmuyorum haliyle. Muhabbeti iyi , eli yüzü düzgün  ve gülüşü güzel.

Dolu dolu  iki gün geçirdik. Sanırsam rakının tadı kiminle içtiğine göre değişiyor. Rakı faslının sonu aganigi naganigi , İnsan sevildiğini hissediyor yahu. Uzun zaman olmuştu uykumdan uyandığım zaman bana bakan iki tane göz görmeyeli. Etkilenmedim değil. Etkilenmiş olsam da daha fazlasını istemiyorum. Sevgili olayları falan zor.


 Ya da yeni biri konusunu boşverelim...

 Daha farklı  konular üzerinden devam ediyorum yazıya. Şuan tuvaletteyim ve yazmak için yanıp tutuşuyorum. Biliyorum konum belirtmek zorunda değilim ama samimi bir yazı olsun istiyorum...

 Aslına bakarsanız Secret'ın önerdiği diziye bi göz attım ve geçmişime takılı kaldım bi süre . Ardından yazma isteği geldi ve uzun zaman sonra ilk defa kafamın içinde ' akşam eve gidince söyle yazarım böyle yazarım ' diye düşünüp akşam eve geldiğim zaman yazamama durumunu yaşamıyorum. (zorlama kendını, tekrar okumana da gerek yok, yazdığım cümleyi ben bile anlamadım. Silmeye kıyamıyorum. maksat uzun bi yazı olsun. :) Sanırsam dizilerden, filmlerden ve gözlerimin gördüğü ve gözümün önünde bir şeylerin canlanmasını sağlayan şarkılardan fazlasıyla etkileniyorum. Şimdi bu konuya nereden geldim hemen kısa bir açıklama yapıyorum. Lise zamanlarımda 'Querr ass folk' diye bi dizi vardı. Konusu eşcinsellik falan filan işte zor olmaz tahmin etmesi En son etkilenip ilerideki hayatımın hayalini kuruyordum. Hatta fazla gaza gelip Ricky'i bahane edip aileme gay olduğumu bile söylemiştim. Şuan farkediyorum da hiç de hayalini kurduğum hayatı yaşamıyorum.

Üniversitenin ilk senesi kıçı kıytırık bi yurtta saçma sapan insanlarla aynı havayı soluyarak geçti. Biriyle sevişmek için devamlı grup sex yapak zorunda olduğumdan bahsetmiyorum bile. (Duygusal bi ibneyim ben, grup sex bana göre fazla azgınca) Şehir küçük, her kültürden insanlar var ve ben Bursalıyım. Aynı zamanda hiç doğru dürüst arkadaşım yok. Ki ben Bursada seminerden seminere koşan sosyal bi eşcinsel iken bir anda saçma bir durumun içine düştüm. İlk önce yurtta Bursalıyım diye dalga geçenler oldu. Sonra okulda Bursalıyım diye dalga geçenler oldu. Sonra bu durumdan fazla sıkıldım ve ne kadar istemeyerek de olsa babamın Karslı olduğunu söyleyip ' aslında ben Karslıyım, bizim kütük orada ama nerede doğduğun değil nerede doyduğun önemli diye düşündüğüm için Bursalıyım diyorum' diye kendimi kamufle etmeye çalıştım. Bunlar hayalimde hiç olmayan şeylerdi. Sonra aradan biraz zaman geçtikten sonra bana bi cesaret bi umursamazlık ( umursamazlığın sebebi annemin telefonlarıma çıkmaması ve 'sapıksın sen ' gibi laflarından kaynaklı olduğuna eminim. Size anlattım mı hatırlamıyorum, kontrol eder birde onu anlatırım. ) Küçücük şehirde 1 Mayıs kutlamalarında gökkuşağı bayrağıyla yürüyüşe katılan biri oldum çıktım. Bir kaç kişinin arkamdan konuşmasını susturduktan sonra yurttan ayrıldım zaten. İkinci sene eve çıktım ve ev arkadaşlarım sağolsunlar benden garip insanlardı. Biri arap ve asexuel ( aslında ne bok istediğini bilmiyor), diğeri kürt ve yıllardır devam eden bi ilişkisi olan bir arkadaş (çok severim kendisini) diğeride hala ne istediğini bilmeyen , içinde babasına karşı bitmek tükenmeyen bir öfkesi olan ve bunu anlık anlık en yakınına hissettirip ağzına sıçan , paradokslarla dolu bir gay , yani ben .

Ev arkadaşlarım gay olduğumu bildiği için bir süre bokunu çıkarttım herşeyin. Grup sex bitmişti ve artık sevgili arama modlarına girmiştim. Tabi kide ara ara hatta genelde doktordan daha iyisini bulamama ve ya doktoru sevdiğimden daha çok birini sevememe korkusundan dolayı dikiş tutmadı ilişkilerimde.Ee günü birlik ilişkiler eyvallah bi yere kadar küçücük yerde kulaktan kulağa duyuldu adım , yatmak istemediğim insanlar tarafından saçma sapan iftiralara maruz kaldım. Bu zaman da hala umursamazım tabi. Bi de mağaza çalışıyorum ve hornette boy boy fotograflarım var. Ordan da bi tanınma var . Anlayacağınız boku bokuna kimine göre orospu , kimine göre hıv li , kimine göre 'vay amq cesarete bak ' tipinde biri oldum çıktım. Bunların hiç biride hayalimde yoktu. Hayalim hayalim diyorum hiç ondan bahsetmiyorum.

Benim hayalimde . Aileme gay olduğumu söylerim , onlar da beni kabullenir. Ben üniveristeye giderim . Bi kaç sağlam arkadaşım olur , gay veya değil beni anlayan benimde onları anladığım. Sonracığıma bir tane de adam akıllı sevgilim olur aynı evde yaşarız , geçinip gideriz falan. Tipin basit hayaller.

İşte evrenin kafası mı karışık yoksa benimle mi derdi var anlamıyorum. Sağlam bir kaç arkadaşım var  ama şuan onları anlamıyorum. Birisi gay olduğumu bildiği için kendi gereksiz ve yanlış (bana göre ) nişanlılı ilişkisine bakmadan 'Jak senin ilişkilerinin sonu yok' demesi, diğerinin kendi bodur boyuna bakmadan ' 180'den kısa erkeklerle görüşmem ben. önemli bi kriter ' diyip insanları yaptığı işlerle bindiği arablarl kazandıklarına göre seven be yatan şehir dışına okumaya giden ve hala anlamakta zorluk çektirmesi, diğerinin hala gay mı değil mi diye kendi içinde saçma sapan triplere girip bir hafta bi erkeğe aşık olduğundan bahsedip  sonraki hafta bi kızdan hoşlandığını söylemesi, ( bence dibine kadar gay ve bu hafta kızdan hoşlanma sırası ) gibi gibi arkadaşlıklar. Galiba aralarında en iyisi tabi ki de Jill  <3 <3 <3

Bu son zamanlarda yaptığım şey ise kendimi anlamaya çalışmak. Çünkü cidden ne istediğime karar vermek zorundayım. Aslında bazı radikal kararlar almış durumdayım. Mesela en kısa zamanda bu şehirden kurtulmak gibi , bi süre sevgili olaylarına girmemek gibi , ( bi tane olsun arladaşta oluruz ,sevişrizde) ve mutlu olmak için kendimden başka kimseye değer vermemek gibi. Galiba aklım başıma geliyor. Bunlar yine de bana yeterli gelmiyor. Yıllardır kendımı kandırmak dışında hiç birşey yapmadığımın farkındayım. Ne istediğimi hala bilmiyorum ve ortalıkta manik depresif şekilde dolaşıyorum. Kafama birşey takmazsam zaman  geçmeyecek gibi geliyor. Sanırım psikolojik sıkıntılarım var .

Her neyse . Şuan hayatımda kimse yok. Takıldığım secret da biraz fazla sinir bozucu oluyor zaman zaman ama onuna hala takılmak istiyorum. Aynı zamanda hayatımda biri de olmasın istiyorum.

Sonuca bağlayamıyorum. Bu konu uzarda gider. Şimdilik bu kadar yeter... 

25 Haziran 2016 Cumartesi

Başlık Bulamıyorum... -Jack

Hey millet..
Sizi o kadar özledim ki anlatamam. Şuan yüzümdeki garip heyecan ifadesini görmeniz lazım.İnanın uzun zaman oldu . Nasıl giriş yapılır falan hepsini unuttum. Bunu giriş varsaysak da ben bi olaylara girsem. Tenkyu.

Hayat o kadar boktan ki.Değişen hiç bir şey yok (yüzümdeki heyecan , hüzne döndü.) Fazla birikti nereden başlasam , ne kadar anlatsam bilmiyorum.Sanırım psikolojik sorunlarım var. Ne istediğimi bilmiyorum. Bir şeye sahip olursam daha fazlasını istiyorum. Sonra sıkılıp mutsuz olmak için elimden geleni yapıyorum. Bir kaç ilişki geçti başımdan. İlişki denirse tabi ki . Bilin bakalım sonunda ne oldu tabi ki YARIM kaldım. Zor atlatmadım çünkü bugüne bugün doktorun acısını unutmuş insanım ben. He lafı gelmişken  selam olsun...

Bursa'dan geldim. Zamanım olduğu kadar söyleşi falan sosyal aktivitelere katılıp sonunu ateşli heriflerle  sex yaparak altın vuruş yaptım. Doyurdum kendimi ve kürkçü dükkanına geri döndüm. E haliyle bir bok yapasım gelmedi. Bi gün hornetten biri yazdı . Hoş şimdi allah için uzun boylu renkli gözlü falan pek oralı olmadım. Sonra muhabbet ne olduysa buluşmaya geldi. Velhasıl buluştuk cocuk cidden hoş. Hani bakılmayacak gibi değil yani. Ama biraz çekingen falan böyle rahatsız edici. Çocuk yakışıklı olunca bazı şeyleri görmezden gelebiliyor insan. Sonradan bazı şeyleri görmezden gelemedim ve ayrıldık. YALAN terkedildim. Çünkü çocuk aşırı gereksiz tripli , kıskanç ve daha fazlası abartmıyorum. Terkedildim ama gereksiz yere. Herif benden çok geçmişimle ilgilendi. Neymiş efendim eskiden birini aldatmışım onu da aldatırmışım. Neymiş efendim sex önemliymiş benim için. Neymiş efendim vs vs. O kadar çok şey var ki daha anlatamam size. Yaptığım fedakarlığı anlatmayacağım size ne kadar mal olduğumu biliyorsunuz zaten. Bu gerizekalı onu aldatacağımı düşünüyor ama yedi senelik bi kız arkadaşı olduğundan bahsediyor ve iki tane telefonu var . Lan salak benim mi seni aldatmış olma ihtimalim oluyor. Sen git kız arkadaşınla seviş sonra gel benimle seviş. Bunu görmezden geldim. (malım) Sonra sex düşkünü olduğumu düşünüyor ama bi kere tartıştık ayrıldık falan sırf sex düşkünü zannetmesin sevişmek zorunda olmadığımızı anlasın diye dokunmadım. Bu seferde neymiş efendim bedenlerimiz birbirini itmiş, uyguladığım taktik ters tepmiş, o bana yeltenmiş ama ben istememişim. Birde üstelik ayrıldığımız gece saat üç suları ağıza alınmayacak bir ton laf söyledi. Ne orospuluğum kaldı ne de ucuzluğum. Hatta son cümlelerimiz söyle;

J:'Sağol! En azından bana saat takma alışkanlığı kazandırdın.'
Selvi boylum mal yazmalım:'Saat takmak kaliteli bi alışkanlıktır, sende fazla durabilir.'
J:'Çok yaralandım şuan, hangi face duvarından aldın bunu'
S:'İyi geceler!'

Daha fazla anlatmak istemiyorum. Diğer zaman kaybıma dönmek istiyorum.


Bu seferki arkadaş uzaktan . Ayrı şehirler falan . Benimde isteğim zaten maksat muhabbet dönsün biriyle konuşmuş olayım falan. Açıkcası hoşlandım heriften .Çünkü Hiç bir şeyi beni etkilemiyor. Boyu kısa , işsiz güçsüz, yirmialtı yaşına gelmiş annesinin ağzının içine bakıyor ve aşırı amcık ağızlı. (benden bile çok amcık ağızlı ) Kamerada arkadaşlar falan görüntülü konuşuyoruz falan bu yabancı şarkı açıp dans ediyor falan . Hiç hoşuma gitmedi. Ee karışma gibi bi yetkim yok birşey diyemiyorum. Hoşlanıyorum böyle davranmasını kıskanıyorum. Bu da benden hoşlanıyormuş neyse güç bela başladık birşeylere. İki ay konuştuk üç kere buluştuk. Üçüncü buluşmada ayrıldık zaten. Şuan asıl olaya gelmek için o kadar sabırsızım ki fazla detay vermek gelmiyor içimden. Anlatrken bile sıkıldım.  HEY SEY OKUYUCU SAKIN SIKILMA BİRAZDAN GÜZEL ŞEYLER YAZACAĞIM. Her neyse bir kaç olay oldu ayrıldık. Yine yarım kaldım ve bu sefer takıntı ve alışkanlık olduğu için Sıkıntılı atlattım. Ayrılırken ikimizinde ilişkiyi yürütemeyeceğimze karar verdik ve ileride bi gün tekrar devam etmek üzerine konuştuk. Çünkü ikimizinde sıkıntıları var ve yıpranıyoruz böyle.  Şimdi mantıksız olan taraf şu. Bi ilişki yaşıyorsan sıkıntılı zamanlar yaşasan bile birlikte destek olur ve atlatırsın. İlişkinin mantığı bi nebze budur benim için. Ben sıkıntılarımı tek başıma atlacaksam iyi durumda olduğum zaman bok aramaya mı tekrar birlik olayım seninle.Zaten ayrıldıktan sonra ilişki yürütemeyecek kadar sıkıntılı olan arkadaş başka birine aşık olmuş seviyormuş falan. Tam bir gerizekalı . Açıkçası şuan umurumda bile değil. Aman benden uzak olsunlar.


 Ve Asıl olay şu yeni biriyle takılmaya başladım. Hem güzel hem çirkin. Hem mutluyum hem mutsuz. Hem eğlenceli hem sıkıcı . Bunların hepsini yarın anlatacağım şimdi parmaklarım ağrıdı ve uykum geldi. Sabah da işe gidicem . Beni affedin...

20 Nisan 2016 Çarşamba

#GİRİŞ (jill)

Artık içimi dökme vaktimin geldiğini düşünüyorum. Rastlantılar, belki kader. Her ne olursa. Aklımın bir türlü ermediği binbir türlü gariplikler. Süregelen saçmalıklar. 
Olanları uzun uzun anlatmak elbetteki isterim ancak kurmakta zorlandığım cümleler  ve canımı acıtan anılar sadece sıkıntı yaratacak ve geçmişte takılı kalıp geriye kalan hayatımın canını okuyacaklar o yüzden şimdi  tatsız bir giriş, ağlamaklı ve acı bir gelişme ve henüz olmayan bir sonuç için bir giriş yapmalıyım. 


GİRİŞ

2015 yazı yazjavuyu veya bitmek bilmeyen depresyonları geçmeye başladığında valizimi hazırlayıp Jack'in yanına Hatay'a kaçmak gibi bir düşünceye kapıldım. Fikirden öteye geçememesindeki en büyük etken  tabiki annem oldu. Bana sabretmem ve beklememle ilgili sayısız nutuklarını atarken içinde bulunduğum durum beni sıkıştırdığı için fırsatını kolluyordum. Ne yazıkki fırsat elime geç ve güç geldi. Ancak gelmesi bile benim için büyük bir adım olduğundan değerlendirdim ve ağustos ortasında Kütahya'ya döndüm. Yakın saydığım bir arkadaşımın evine geçici süreliğine yerleştim. Sayılı arkadaslarımın da yardımyla bor waffle dükkanında iş buldum.  Iyi kötü geçiniyordum işte.

Hikâyenin tam da bu kısmında Nirvana 'where did you sleep last night' çalıyor.  Çünkü o gidiyor. (Gökyüzüne)

Tanışmamız çabuk, kaynaşmalı ve en azından benim açımdan tamamlanmamış ve iç acıtıcı gerçekleşti.  Birlikte paganizmden, şamanizim'den ve sanattan konuşuyorduk. Yapılacak çok şey vardı.  Kelebek gibi güzel ama kısa.  Planları ve hayalleri vardı.  Ne olursa olsun resim okumak istiyordu. 

Bir gece birlikte olduk. Modiglianiyle ilgili bir film açmıştı.  Tabi ben uyuyakaldım. Ve yarım kaldı. (Geçenlerde o filmi yine izledim ama ağlarken yine aynı yerde uyuyakalmışım. Bizim gibi o filminde hic sonu olmadı) 

Bir gece bana geldi. Kedimle oynadı.  Seviştik. Sabah işi olduğu için uyumak istedi ama tabiki uyumadık.  Sigara içerken cebinden jelibonlar çıkardı.  Sigarayla güzel olduğunu söyleyip bana bir kaç tanesini bıraktı.  (Hala çok severim) Sonra aceleyle evden çıktı. Çıkarken sarılmadım çünkü sanıyordum ki yine görüşecektik. Yapılacak çok şeyimiz vardı.  Şimdi keşke sarılsam diyorum, keşke son kez. 

Aradan iki gün geçti meraktan ölecektim. Ulaşamıyordum ve sıkboğaz etmek istemiyordum. Cevap vermediği için de kızgındım. Çalıştığım yerde patronumla aynı ilkokulda okumuştu. Çalışırken bir ara ondan bahsettiklerini duydum ve sordum. Ilk başta söylemek istemeseler de söylediklerinde de inanmadım. Aradım. Ulaşamadım. Inanmak istemiyordum. Iş çıkışına kadar deli gibi kahkaha attığımı hatırlıyorum.

Gece eve döndüğümde yastıkta saçını buldum. Hiçbir şeye elleyemedim. Öylece yatağın başında kalakaldım. Sabah belediyenin anonsuda hala kulaklarımdadır. Hep tanıdığım birinin adını duyduğumda nasıl olacağını merak etmiştim. Sıçtığımın!  Bok gibi birseymiş. 

Çok garip
Gece saçını sevdiğin adamı 
Sabah kollarından alıyorlar. 
Jill


16 Şubat 2016 Salı

Geçmiş Taslak.. -Jack

Sanırsam sevgili olmayı beceremiyorum. Sevgili olma ayarlarım bozulmuş ya da karşıma çıkan insanlar beni anlamayı beceremiyor. Hepsi de olabilir.Her halükarda eskisi gibi yürümüyor, yürütülmüyor ve ben eskisi gibi sessiz ve saf aşık rollerine giremiyorum.


Her zaman istediğim ilişki tipi çıktı karşıma. Yakınımda ve alttan almadan istediğim gibi bağırıp çağırıp kavga edebildiğim birisi ve her tartışmanın sonu sevişerek bitmiyor. Ya kapımın zili çaldığında ardındaki kişi oluyor ya çalıştığım zaman mola dönüşü mağazada beni bekliyor oluyor ya da yolda yürürken bir anda karşıma çıkıp bir şekilde barışmayı becerebiliyor. Kim haksızsa ve kim tartışmaya sebep olduysa o soluğu yanında bitiyor hemen . Her şey gibi buda çıkmaza girebiliyor ve bazı şeyler için üşengeçlikler başlayabiliyor. Sonra bi süre sonra oturup düşünüyorsun ilişki hakkında ben ne yaptım , o ne yaptı , biz ne haldeyiz ve ne olacağız diye.Yaptığın hatalar , yaptığı hatalar daha fazla batmaya başlıyor haliyle insanın gözüne . Hata aramalar başlıyor , şunu şunu yapmasaydım şu olmazdı , ama o da bunu yaptı , vs vs ...

Düşünüyorsun ama hiç bi icraat olmuyor tabi ki ,Bir şeyler için çabalamıyorsun çünkü yeterince fazla çabaladığını ve karşı tarafın kılının bile kıpırdamadığını düşünüyorsun .Tabi bunlar sağlıklı düşünceler değil. Devamlı düşündüğün için her seferinde başka şeyler keşfetmiş oluyorsun. Lafı fazla uzattığımı ama bir o kadar da çoğu şeyi özetlediğimi düşünüyorum.

Bir ilişkiden çıktım daha yeni. Dediğim gibi doktordan sonra tam istediğim bi ilişki. Kıskanmalar, tutkular , ortak arkadaşlar her şey normal. Ben size nasıl tanıştığımızı anlatmadım gerçi daha durun oradan başlayayım.

İş yerinden yıllık izine çıkıp memlekete gitmiştim. O zamanlar konuştuğum birisi vardı. Yine her zaman ki gibi arada mesafe olan ama tam istediğim birisi. Bir süre sonra karşı taraf sadece fakbadi olayları olacağını söyledi. Aslında en başından beri öyleydi ama ben nasıl olmasını istersem öyle olduğuna inandırdım kendimi. Sonra baktım olacak gibi değil. İstediğim bu da değil yolları ayırdık. Gayet de kolay oldu benim için. Doktordan sonra daha fazla mantıklı düşündüğüm için. (vay arkadaş ne doktormuş iki sene geçti hala laf arasına falan sıkıştırıyorum . ) Muhabbet bir anda kesildi ve fotoğraflar, numaralar ve mesajlar anında silindi ve yola devam edildi. Ne istediğimden emin bir şekilde yoluma devam ederken tatil bitti ve temmuzun başında İskenderun'a geri döndüm.

Bir kaç çok samimi olduğum gay arkadaşım var. Bunlardan iki tanesi ile akşam serinliğinde sahilde yürüyüş yaparken benimkiyle karşılarştık. Benim arkadaşın eski bir arkadaşıymış. Bir görseniz ama var ya normal zamanda görsem suratına bakman, ayağında siyah klasik bir ayakkabı , altında deniz şortu, üstünde siyah atlet ve saçlarını yeni kestirmiş , yanları çok kısa ustu uzun biraz daha uzasa daha güzel duracak. Garip bi şekilde selamlaştıktan sonra ben ve o arkadaşlara arkamızı döndük ve saçma sapan muhabbetler içine girdik. Ben ve salak hallerim numarasını istemeye el vermedi. Zaten özgüven sorunu yaşadığım o zamanlar herkes işi gücü bırakmış kafayı benim kusurlarıma taktığını düşündüğüm için hiç oralı olmadı. Sonda dayanamayıp arkadaşımdan numarasını istedim. Sağolsun o da hemen verdi. Ertesi günü dahi bekleyemeden mesaj attım ve bazı şeyler başlar gibi oldu.

Şimdi asıl sorunlar şimdi başlıyor. Arkadaş kendini daha kabullenememiş. Yani gay, eşcinsel konuları açıldığı zaman kasım kasım kasılıyor ve benim eve geldiği zaman devamlı kızlardan bahsediyor. Bilmiyor ki ne kadar çok bahsederse insanlar o kadar kıllanacak. Ve ev arkadaşlarım o kadar şeker insanlar ki , Eve çıkmadan önce gay olduğumu söylediğim için gayet rahat davranabiliyorum. Normal bi hayatım var yani.Ama benimkinin bununla ilgili sorunu olduğu için aman beni anlamasınlar , aman ya anladılarsa falan die düşündüğü için devamlı diken üstünde. Sabırla bekledim, Düşüncelerimi ve neyin ne olduğunu anlattım ve anlamasını ve kendi içinde anlamlandırmasını bekledim. Bir süre sonra anlamış olacak ki , çalıştığı yerde bir arkadaşına açılmış ve ev arkadaşlarıma sevgili olduğumuzu söylemiş ve herşey daha da güzel olmuş bi duruma geldi. Bu sefer sevgili olma sorunları olmaya başladı. Ben benimkini tam anlayamadığım için beni yarı yolda bırakacağını ve bu ilişkinin elbet biteceğini ve kendimi kaptırmamam gerektiğini düşünüp dururken o hayatımda ne şekilde var olduğunu bilemeden başkasıyla birlikte oldum. Bildiğin aldattım yani.