21 Aralık 2012 Cuma

Kıyamet bana erken koptu... -Jack....

Dünya tersine dönmüş olmalı....

Evrenin Jill ile geçtiği dalgaların hepsini bana sokmaya başladı.Yaşadığım en büyük ironiyi yaşadım.Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi Rickyden bahsetmiştim.

Okuldaki gerizekalı arkadaşlarımın bana Ricky'i hatırlatmasından sonra ettiğim bir yemine karşılık Jill'in verdiği cevap sıçtı ağzıma.-Ricky'nin ölüsünü öpeyim ki...- diye başladığım cümleye Jill'in verdiği cevap bütün dünyamı kararttı. - Anca ölüsünü öpersin zaten..-

Ağzına sıçtığımın orospusu. Evrenin bunu hemen gerçekleştireceğini nereden bilebilirdim. Ölmedi..! Keşke ölseydi. Ölüsünü öpmedim ama kendisiyle ateşli bir sevişme geçirdim.  Hemde sevgilisiyle tuttuğu evde.. Malım biliyorum. Ama sadece konuşmak için gitmiştim.

Bir site var gay sohbet eşcinsel portalı 'GABİLE' eşcinseller çok iyi bilir. Bugün hiç giresim yoktu. Amacım sex falan değildi zaten. sohbet edecek birini bulurum  ve vakit geçer diye düşünmüştüm. Girmez olaydım. Yakışıklı_gay  diye bir nick ile konuşmaya başladım. O klavyeye basar parmağımı kopartsınlar.

Konuştuk ve cidden muhabbeti sağlam biriydi karşımdaki. İlerleyen dakikalarda kamera açmak istedi. Merakıma yenilip açtım. Zaten insanın başına ne geliyorsa ya meraktan yada yaraktan geliyor. Fakat bu yarak çok büyüktü. Kalbimi çok feci acıttı. Kamera açtık ve karşımda Ricky duruyordu. Neye uğradığımı şaşırdım ki mal gibi baktım adama. Kamerayı kapattım ve tekrar açtım yanlış gördüm zannedip.Bir anda her şeyi unuttum. Hayatımı karartmasını falan her şeyi. Yağ gibi eridim çok geçmeden..

Şaşkınlığım gittikten sonra konuştuk bayağı. Daha sonra vaktimin olup olmadığını sordu arkasından  - görüşelim mi?- dedi. Aylardır kolladığım fırsat ayağıma gelmişti. İşler hiç de öyle olmadı. Beni sevdiğinde çağırmıyordu. Azdığından çağırıyordu. Anlamam biraz güç oldu ama neyse...

Ev tutmuş evimin yakın yerlerinde. Çocuğu vardı ve  ev tutacak gücü de yoktu. Evine gittim. Ev o kadar güzel  yerleştirilmişti ki, bir kadın elinin yada bir gayin elinin değdiğini düşündüm. İçimde bir yandan da heyecan var. Bana hiç de kötü davranmıyordu. -Karnın aç mı? , Bir şey içer misin ?- gibi gibi... Bir sürü şey sordu.

Odunlar kralının mesajına cevap verdikten sonra oturdum koltuğa. Gözlüklerim kaba olmasından dolayı bana yakışmayacağını düşünme ititimalini düşünerek montumun cebine koydum. ( nasıl bir cümledir gtq bu .) Evdeki televizyonun altındaki rafta sevgilisiyle çekilmiş fotoğrafını farketmem güç oldu. Beynimden vurulmuşa döndüm. O evde işim yoktu benim.. Niye kendi salaklığıma yenilip gittim ki. Kendime kızdığım anda yanımda belirdi. 'Eve gelen sonunu bilir' Cümlesini hep hatırlamışımdır. Nitekim öyle oldu. Birden dudaklarıma yapıştı. O kadar severken dudaklarıma yapışmasına karşılık bir tepki veremedim. Saldım çayıra Mevlam kayıra hesabı...

Formundan hiç bir şey kaybetmediğine kanaat getirip ikimizinde pesitili çıkana kadar seviştikten sonra, konuşmaya başladı.

-Sevgilim var benim.Ben aramadan beni aramazsan sevinirim. ( Ben azdığım zaman seni çağırırım sevişiriz demek oluyor bu .) Hani birlikteyken takıldığın arkadaşların varya onlarla çok samimiyim artık selam söylemek ister misin ? Seni zaten sevgilimle tanıştıracağım, arkadaş olursunuz. Arada gelip gidersin.( Bu da bize gel arada sevişelim, heyecanlı oluyor sevgilimi seninle aldatmak gibi bir şey sanırım.)

Bunları dinlerken büyük bir şaşkınlıkla sevgilisi aradı.Cıvık cıvık konuşmalarına şahit oldum.
- Aşkımmmm. Nasılsın ?
-İyim bebeğim,akşam bana yemek yasanaaa .
-Tamam hayatım yeter ki sen iste. Ne pişireyim.
-İçinde sevgin olsun yeter.
-Seni seviyorum muahhhh

Emin olun sırf ben duyayım diye bağıra bağıra konuştu.İşini garantiye almak için geldi birde bana anlattı.

-Ay aşkım geliyor. Akşam yemek yapmalıymışım çok işim var puff..
Utanmasa bana yardım et diyecek geri zekalı.Derin bir nefes aldıktan sonra başladım konuşmaya.

-Hayatımı yeterince karartmıştın zaten böyle şeyler yapıp kendini yormana gerek yok. Ayrıca sevgilinle konuştukların sana kalsın. Hee bu arada sadece senin sevgilin yok. Şunu söylemeden edemeyeceğim. Ben senin onca cefanı, derdini, sıkıntını çekip bütün hayatımı sikip gitmene izin vermişken, senin sefanı kıymet bilmeyen bir gerizkalının sürmesi çok sinirimi bozuyor. Ayrı ev tutmak senin için böyük cesaret. Ailesi yok herhalde bu çocuğun, o çucuğun hayatını sikmek için beni mi kullanıyorsun anlamadım.Sakın şimdi bana açıklama yaparken 'onu çok seviyorummm' gibi yalanlar söyleme. Eğer sevseydin benim koynuma girmezdin. Benim de sevgilim olabilir , sevmiyor da olabilirim ama onu bu seni ilgilendirmez. Aylardır aklımdan çıkartamadığım adam bak harbi büyük şerefsizsin. Ben gidiyorum....

Konuşmamı yaptıktan sonra kapıyı çekip çıktım. Otobüs durağına giderken tam ağlayacağımı hissettim ki durdum kendimi toparladım yürümeye devam ettim. Arkamdan arabayla geliyordu. Beni dershaneye bırakmak istedi. Kabul etmeyince - beni de bir dinle ama ! - dedi. arabasına. bindim. Eski günlerdeki gibi dershaneye bıraktı.. Yine fenomen dinleyerek gittik. Hiç bir şey konuşmadı. Bende ne konuşacaksın diye sormadım. O sıra ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Arabadan indikten sonra gözlerim dolu dolu Jill'in yanına gittim. Anca ölüsünü öpersin dediğini hatırlatıp, ' Ricky'nin  her yerini öptüm oldu mu ? diyip kollarında ağladığımı hatırlıyorum.

 Şimdi ne mi olacak. Hiç bir şey. Yaşamaya devam edeceğim. Sadece biraz hüzünlü yaşarım. Bu devirde evlat acısı uınutuluyorken bir şerefsizin acısı ne ki.. En azından benim için tecrübe oldu. Ne mal olduğunu öğrendim. Kıyamet benim için biraz erken koptu ama olsun....

Gitchi Gitchi Goo Ben seviyorum!! -Jill



Bugünden itibaren yurt genelinde balkanlardan gelen soğuk havanın da etkisiyle sert rüzgarlar esmeye başlayacaktır. Bazı illerimizde kar yağışı boyu geçmiş olsa görünen havanın aksine Jill’in kalbinde ilkbaharın çiçek kokulu sıcak rüzgarlarına rastlanılabilir.

Bakmayın yahu siz bu rüzgarlara! İçimde esen fırtınaları mı anlatayım, Jack yapmış zaten yapacağını. Keşke azıcıkta benim yanımda bunalımlı dolaşsa. Tipsiz! Dümbük!

Laftan sözden anlamaz, sus dedin mi susmaz. Yaraaamaz abisi çok yaramaz bir çocuk bu. Arada bir aklına gelir hüzünlenir, geçer. Ben bilirim onun içini. O Bizim Türkçeciyi tavlamış çocuktur. Keşke o gözlükleri çıkarıp kulağına pırlanta küpelerini taksa, o zaman adama benzer, ananenin aksine.

Tabiki bunlar benim kişisel görüşlerim değil sevgili Türkçecimiz tam ağzına layık bir çocuk yaratmak istediğinden Jack’e bir öğütler listesi çıkartmış durumda. Bir şeyleri çaktıktan sonra adam 360 derece döndü.

Eh işte hayatım Jack’in gevşekliğinin aksine tam bir COWGİRL! E Sinan’a da bu yakışır. Kıyametten umudu kesmiştim ben değil mi? Tam da onu anlatacaktım. O küçük götlüyle uğraşılmaz.  Bkz: Jack2.

Amaçsızca laf sokmaya çalışması onu daha bir çekici yapsa da sinir oluyorsun bir kere. Yazık yahu! Ben onu Justin Bieber’e benzettim, bağrıma bastım ama o ne yaptı? Hiç bir şey…

Burada bunalıma girmesi gereken biri varsa o benim. Aşığım, salağım, kötü arkadaşlarım var, ygs salağına çok az bir zaman kaldı, beni satmaya çalışan bir Amy var.

Sahii asıl dümbük olan o!

Beni çekti tuvalet köşelerine. Bir yandan kafasının her yerini kapayan – kulaklarını henüz görmedim-  saçlarıyla uğraşıyor bir yandan bana laf yetiştiriyor.
 “Jiiill.”

“Heee?”

“Sen neden seks yapmıyorsun?” Benim giriş çıkışların derdi onu gerdi.

“Bilmem.”

“Benim bir arkadaş var, çok yakışıklı. Uzun boylu.”

“Aaa resmi var mı?”

“Varr.” Şimdi yukarda Allah var mı bilmem ama bu çocuk yakışıklı, onu biliyorum. Fekat ben Sinan’a aşık olduğumdan ve salak Amy’nin böyle kötü bir kariyer yapmasını istemediğimden uydurdum yalanları. Hani çocuk da Fame’miş. Allah Famelerden sakınsın.Bir kere başıma gelenleri aklımın ucuna getirmek istemiyorum.

“Ayy bu daha çocuk.” Sahiden çocuk! Benim amcalara bakarsak bu daha çocuk yaneee. Amy başımdan attım ve koridora çıktım.

Olmayan Allam! Yerabbim! Sinan! Üzerindeki Deri ceketi bir çıkardı. O an kalbimin attığını hissetim. Meğer oralarda hala bir yürek varmış. Sinan’a baktıkça kendini göğsümün kafesine kafesine çarpıyor.

Amaaaan tek derdim Sinan olsa. Bir gün gelir o da takar sevgilisini koluna ben öyle evde kalmış kız modun da evden çöp atmaya çıkmış olurum pat onlar beni görür, aah be hayata bak.

Olmaz demeyin olur! Bakın bizim uzun saçlı kantinciye tee geçen seneden beri Birsen bir bırakmadı çocuğun yakasını, salak gibi uzaktan sevmeyecektim. Gelir başkası kapar tabi.

Evde oturup kısmetimi bekleyeceğim artık. Her nasılsa üst katımda yakışıklı bir çocuk varmış. İki yıldır oturduğum apartmanda yakışıklı biri oturuyormuş. Etrafıma daha iyi bakmam gerektiğini hissediyorum.

Geçen hafta Jack beni her zaman olduğu gibi evden almaya geldiğinde meğer kapının önündeymiş fakında birle değilim. Öne doğru eğilmiş ve ayakkabılarının bağcıklarıyla uğraşıyordu. Kapıyı açmamla o ve sıkı kalçaları gözüme gözüme girdi.

Sonra ertesi gün ve daha ertesi gün derken eğer kısmetiyse insanın ayağına ayağına gelirmiş –ama insan çirkin değilse-. Ben bir salaklık yaptım ve annemler evden çıkar çıkmaz –akşamın sekizi- kendimi sokağa attım ki bir an evvel kontör yükleyebileyim.

Tabi ki de benden beklenen performansı gerçekleştirdim. Yani ne kontör yükleyebildim ne de geri içeri girebildim. Anahtarı unutmuşum. Kapıda kalıp onu görmek iyiydi de hava soğuktu baae. Bokuma kadar dondum.

“Siz kapıda mı kaldınız?”

“ (Seni yerim) Evet.”

“ Kart sokmak lazım.”

“(Gel bana sok) Bir deneyin.” Çıkardı kartı, kartını yediğim. Bir denedi iki denedi üçte bıraktı eğer üçü yapsaydı kesin açılırdı bence ve ben onu içeri alır…

“Annemler yukarıda isterseniz burada beklemeyin içeri gelin.”

“Yok, teşekkür ederim (ne yapayım ananı?).”

Ya işte böyle arkadaşlar, sonrada gördüm tabiî ki okula giderken, dershaneye giderken ama sonra göremedim. Kısmet çirkinsen ayağına gelmiyor bence en sonunda alıcam elime fincanı komşu komşunun külüne muhtaçtır diyeceğim, yardıracağım ne varsa ama önce kısmet.




sevgilim justin

tanıştırayım ygs'ye çalışırken ben

Başka seksi bulamadım bununla idare etçeniz artıkın


17 Aralık 2012 Pazartesi

Sıkılmaktan bile sıkıldım... -Jack

Sıkıldım....

Hayatımdaki her şeyin karman çorban olmasından, etrafa gülücükler atmaktan, aklımdaki o pezevengi çıkartmaya uğraşmaktan sıkıldım artık.. Sırf onunda okul yollarında görüştüm diye
kendi okulumdan nefret etmeye başladım..

Böyle her şey karanlık, kapkaranlık, zifiri karanlık gibi laflar edip kendimi size ergen gibi tanıtmaya niyetim yok merak etmeyin. Ben sadece erkek regl dönemi gibi bir şey  yaşıyorum. Agrasifim, her şeyden nefret ediyorum ve hala gelmeyeceğini bile bile sevip bekliyorum. Gelmesi bir şeyi değiştirmez gerçi  dönmem geri fakat bir kere görsem  ve onun gözlerindeki umursamazlığı bir görsem  her şeyi bir çırpıda sileceğim. 

Kimden bahsettiğimi merak ediyor olabilirsiniz çünkü daha önce hiç ona hitafen yazmamıştım. Odunlar kralı değil o hala duruyor durduğu yerde davranışları bakımından Ricky'nin kopyası olarak  öküzlüklerini devam ettiriyor. Hatta bazen öküzlerin önünde bayrak bile tutuyor. O tuttuğu bayrağı bir gün götüne sokacağım haberi yok....

Neyse konu dağılmasın, dağıldıkça saçmalıyorum. İnanın şaçmalamaktan bile sıkıldım. Ben size Ricky'i tanıtayım. Benim odunlar kralından önceki sevgilim. Hani şu uğruna öldüğüm pezevenk, hani şu sırf sabah mesajına geç cevap vermeyeyim diye sabahın altısında uyandığım şerefsiz, hani onun yüzünden aileme eşcinsel olduğumu söylemek zorunda kaldığım öküz , hani hani hani ve daha nicesi.....

Hayatımı kararmada son noktaya getiren adam için tam 8 ay kimseye bakmadım. Ona yaptığım fedakarlıkları kimseye yapmadım. Onun için kendimi bile kandırdım ben. Mesajlarıma cevap vermediği zamanlar hiç üstüne gitmedim  benden sıkılmasın, bunalmasın diye bende hep kendime yalanlar uydurdum. -Kesin iştedir. İşleri çıkmıştır. Araba kullanıyor da olabilir. Belkide bana sürpriz yapacak yolda bana geliyor kesin. Yine telefonunu unuttu herhalde bir yerlerde.- gibi gibi gibi. Ama hiç bir zaman aklımda beni aldattığı geçmiyordu. Çünkü ben ona ihtiyacı olan herşeyi veriyordum...
Sonu beş postayla biten koli, her defasında farklı fantezileri deneyen bir eş, aşırı sıkıp kışkançlık yapmayıp bunaltmayan bir sevgili, karnı acıktığı zaman yemek pişiren bir aşçı kısacası ona  yetebilmek için her şey yapıyordum. Başardığıma da inanıyorum. O ise sadece emri vaki yapar canı isterse gelir, benden başka eşcinsellerle de görüşür arkadaş gibi olsa da  konuşuyordu. Ve yüzük aldığım halde hemde 14 şubatta eski sevgilisini gördüğü zaman yüzüğü çıkartıp arka  cebine koyan bir insan. Bunların hepsini gözümün içine baka baka yapması ilginç olan....Ben böyle bir adama tam 8 ayımı verdim.Bunları yapan bir insanın beni yarı yolda bırakması gayet  normal. Hemde kendisi yüzünden ailem öğrendi eşcinsel olduğumu.

Onun yüzünden o kadar zorluklar çektim ki inanamazsınız.Hala daha çekiyorum. Kendi annemin geceleri sessizce ağlayışlarını duymak yıprattı yeterince beni. Şuan ağlıyor mu ? -ağlamıyor- Fakat  ne zaman bir şey olsa devamlı suçlu suçlu  bakmalarını yetiyor. Abimin yaptıklarını söylemiyorum bile.

Anlayacağınız sıkıldım her şeyden. Sabahları onu görecek miyim diye etrafa bakmaktan sıkıldım. Kendimi kandırmaktan sıkıldım. Aileme bir şeyler kanıtlamak zorunda olmaktan sıkıldım. İnsanların eşcinseller hakkındaki düşünceleri yüzünden gizli   yaşamaktan sıkıldım. Boşuna uğraşmaktan bile sıkıldım.


Kısacası yaşamaktan sıkıldım........

17 Kasım 2012 Cumartesi

Bir umut belki olur -jill


Zor sevmek için aptal olmak gerekir ve zoru başarmak içinde çalışkan. Neyse ki bunların ikisi de bende yok. Önce bir bakarım zor mu diye, zorsa vazgeçerim. Çünkü ölümüne tembelim.

Hayatım Taylor Momsen tadında ilerlemeseydi belki bu kadar da zor olmazdı. Rol icamı cici kız, normal zamanlarda cehennemin dibine gidilesi. Bazen roller karışabilir ve herneyse kötü şeyler olabilir işte.
Mesela birinden tuvalete gitmekten vazgeçermiş gibi vazgeçebilirim. Yalnız tuvalet diye geçmeyin kana karıştımı fena. Kıyametten umudu kestim. Gay olmaması falan hiçbir şey ifade etmiyor artık, teee en başta gay gözüyle bakıp ‘Benim olmayan erkek bacımdır’ modun da, biskolata tadında yazmışım kafama. Belki de bu yüzden Sinan’da benim bacımdır.

Vazgeçtim kanka, bir erkek bu kadar zor olmamalı. Bakın Ferhat’la Şirin’e bakın Aslı ile Kerem’e bakın Leyla ile Mecnun’a. Fuzuli Leyla ile Mecnun’u fuzuli yere yazmamış. Zor olan kızdır, erkek zorlanır.
Sinan için kılımı kıpırdatmıyorum artık. Tabi bunu derken beyaz atlı prensimi bulduğumu sanıyordum. Yalan oldu atlar, saraylar. Bulana kadar çok uğraşmıştım çok erken gitti yaaa.

Ee tabi ki ortada fol yokken yumurta yokken hatta çocuk bile yokken ben gene kendi kendime gelin güvey olmuşum. Tabi ki en baştaki zoru seven benim.

Fakat her şeyin bir zamanı olduğunu bilmeyecek kadar salak değilim. Hahayt ben şeytana papucunu ters giydiririm be. Evrenin ağzına sıçarım.

Çok önceden tanıdığım bir çocuğu ayarladım kurtulayım şu lanetten diye. Tohumları ektim filizlenmesini bekliyorum. Azcık baş göstersin bakın bakalım atlamıyor muyum beyaz atlımın arkasına gitmiyor muyuz onun o altın sarayına. Eee ekinler baş göstermeden kör buzağı topallamaz.
Evren bu kez siktim seni!




Sabahları kalkıp her gün bir öncekinden farklı bir şey bulayım da konu konuyu açsın diye arkadaşlara soruyorum. Okulda sikilmedik kafa bırakmadım. ‘günaydın’ harici bir mesaj arıyorum napayım. Tam aklıma bir şeyler geliyor yok bu çok samimi oldu, yok bu çok salakça çocuk beni salak sanmasın.

Tabi ki düzgün mesajlar atamıyorum misal “ Hadi bu sefer ilk mesajı da sen at” bre aptal, moron! Neyseki çocuk çok ÖKÜZde ben bir yerden kurtarıyorum.

Ya rab! Ben sana ne ettim büyük baş hayvanlardan önüme çıkartıyorsun. Benim hayırlı kısmetim bu mudur? Bir COWBOY biri ÖKÜZ biride dana olsun yanında eksik kalmasın bari.

“Bir erkek Taylor Swift dinlerse ondan bir şeyler kapmıştır yae” demiştim yanlış demişim, öküz camış.
Geçen gün koridorda karşılaştık selam vermedi, hiç mesaj attığını da görmedim. Acaba o öküz değil de ben mi çok çirkinim ama mesajlarıma anında cevap veriyor ama geçende çağırmıştım aceleyle gelmişti nefes nefese kalmıştı öküz. Tamam bende selam vermeden önce ekşi yemiş bebek gibi bakmıştım suratına belki ondan eğdi kafasını geçti yanımdan. Sevimliydim ama.

O kafasını eğip yanımdan geçince bende Jack’e baktım öyle, bir tek o çekiyor çirkin hallerimi, öyle arkasından bakmayayım diye döndüm Jack’e baktım. Ööööyle baktım Jack’e baktım.

-Jill
o taylor swift seviyor



Ben taylor monsen'ı

12 Kasım 2012 Pazartesi

İntikam soğuk yenen bir yemektir hocammm Jack


Ortalığın götüne koydum yine...

Şunu söylemek istiyorum,bu blogu açmaktaki amacımız okulda yaşadıklarımızı götlü göbekli anlatıp,sevmediğimiz tipleri tecavüz edilmiş ördek gibi çekiştirip sene sonuna açıklamaktı.Şimdi bunu neden söylüyorum çünkü okulda bir cacık olduğu yok.Dershanede oluyor ne oluyorsa.

Yine dershanedeki bir kurbanın götüne koymuş bulunmaktayım. Hatırlarsanız benim Türk Dil ve Edebiyat hocam Bursa'nın ağır ibnelerinden çıkmıştı.Benim odunlar kralıda bunun üzerinden geçmişti.Zamanında çok peşinden koşmuşlar ama şuan kimsenin sikine taktığı yok ama o kendisini hala bulunmaz Hint kumaşı sanıyor enayi.

Yine karga bokunu yemeden önce uyanıp bi telaşla evden çıkıp ayakkabılarımı durakta giydiğim bir sabah.Akşamdan kalma fahişeler gibi dershanenin yolunu tutuyoruz Jill ile.Ertesi akşamın etkisi de var tabi çünkü Kıyamet bir daha yüzümüze bakacak mı,bakmayacak mı onu düşünüyoruz.Ben bir yandan da gece Tekyön'e giden odunlar kralına telefonda saydırıyorum.(tekyön: İstanbul da bir gay bar.)Uyuşuk uyuşuk yürüdüğümüz için dershaneye geç kaldık iyice.

Dershaneye vardık derse girdik vesselam.Tenefüs zili çaldı ben Kıyameti'nin yüzüne bakamayacağım için çıkmadım hiç.On dakika dayanamadım bende çıktım.O her zamanki gibi terasa çıkmıştır düşüncesi ile attım kendimi sınıftan dışarı nitekim öylede olmuş terasa çıkmış.Terasda da bizim hoca var.Çok pis ikilemde kaldım.Kendimle cebelleşirken benim yan komşum olan otuş beş yaşındaki kadın beni kolumdan tuttuğu gibi doğru terasa çıkarttı.Yeni koliden çıkmış gibi halsiz olan bedenimi ufacık kadının savurarak terasa çıkartması tesadüf değil birinin beni zorlamasına ihtiyacım var çünkü ben hard seviyorum.Neyse gelgelelim
yukarı çıkmamız bir şeyi değiştirmedi.Kıyamet karşıda bakıyorum oda bakıyormuş Jill öyle söylüyor.Jill de ortalığı kızıştırıyor. Bizim kıvırcık saçlı Amy Winehouse'ye benzeyen arkadaşımız Amy'i biliyorsunuz.İşte bu kıvırcık arkadaş neyse kötü bir şey söylemeyeyim iyi kız ama hocanın eşcinsel olduğunu bildiği halde hala yakışıklı falan die hayranlık duymaya devam ediyor.İşte o hocayla konuşurken hoca bir anda bizim olduğumuz tarafa doğru baktı.Ne oluyor die gittim -ne olmuş kii.- die bi şirinlik yapayım dedim götümde patladı.Yok bişey seni ilgilendirmez gibi bir bakışın ardından hoca çekti gitti.

Nasıl içime oturdu o bakışı varya.Yüz ifademden nasıl acı çektiğimi anlarsınız.Zaten sinir oluyorum benim odunlar kralıyla yatmış orospu birde düğün muhabbetini biliyorsunuz zaten.Eğer unuttuysanız'ortalık orospusu olmuş namustan söz ediyor pezevel' yazımı okuyun.O akşamında birikintisi var tabi.Ben hiç dururmuyum durmam.Direk bu durumu odunlar kralına anlattın ne yapalım edelim falan.Sağolsun hemen hocanın numarasını buldu dedi hocana sor bakalım bu numara onunmuymuş.Dedim büyük bi zevkle.Dershane
bitti biz Jill'le çıktık yemek yedik tekrar dershaneye döndük.Terasa çıktık,test falan çözüyoruz.Jill'e dedim -ben yapamayacağım- Jill de gazı veriyor tabi.'korkak yapsana işte malzeme çıksın,hem zaten sinir oluyordun,sen yapmıyorsan ben yaparım bak' , gibilerinden. Benim kalbim nasıl atıyor ama odunlar kralını görünce bu kadar atmıyor kalbim.Göt korkusuna geldim herhalde. Kafamda düşünüyorum ya beni dershaneden attırırsa falan.Sonra dedim -babasını sikerim böyle işin yapayım anasını satayım o bakışı ona yedireceğim.-Verdim kendime gazı. Jill'e dedim'sus dersine çalış sakinleşmem lazım yapacağım izle ve gör.'

Zil çaldı.Benim başladı elim ayağım titremeye.Jill de kolumu mosmor yapmakla meşgul.Heryerim uyuştuğu için bi bok hissetmedim o ayrı birşey.Birde tek çekindiğim konu karşımızda Kıyamet ders çalışıyor.Beni iyice yanlış tanısın istemiyorum falan.Yapacağım dedim bir kere yapmam lazım diyerekten.Öğrenci zilini bekledim.Düşünüyorum öğrenciler girsinde öyle sorayım numarayı çünkü bende laf sokacağım öğrencileri duyup rezil olmasın.Yine nasıl ince düşünüyorum.Dakikalar geçti artık dayanamadım ellerim ayakkarım
titreyerek kalktım ayağıya  anne annem gibi yuruyorum hocaya doğru.
-Hocam bu sizin numaranız mı?
-Evet,nerden buldun?
- ESKİ SEVGİLİNİZDEN ;)
-Kimmiş o eski ssevgilim ayrıca sen benim eski sevgilimin kim olduğunu bilmiyorsun.
-Fazla bişey diyemem sadece sordum ayrıca emin olmayın bu kadar hiç birşey göründüğü gibi değil.
-SAnmıyorum bileceğini
-Merak etmeyin size bi zararım dokunmaz.
-Benim kimseden korkum yok!
-İyi dersler hocam ;)

Ve hoca direk telefonuna sarıldı.Birilerini aradı kesin eski kırıkların

10 Kasım 2012 Cumartesi

Gülüşüne kurban olduğum.... Jack


Jill ile eşcinsel avına çıktıktan  sonra arta kalanlar...

Jüll şuan karşımda ve okulda aşık olduğu Burak'a sorduğu -eşcinsel misin?- sorusuna aldığı cevabın şaşkınlığıyla blog yazıyor. Bana da okutmuyor orospu.O kızda da ne sanş var.Kime baksa  Eşcinsel çıkıyor.Burak'ı o yazıyor zaten.Bende size Kıyamet'i anlatayım .Jill gülüşü tatlı olan ve eşcinsel olduğundan süphelendiğimiz çocuğa verdiği isim.İsim takmada üstüne yoktur.Neyse  konuya bir giriş yapalım.

Dershanede gülüşü tatlı,sarışın,konuşması falan çok tatlı ama elleri küçük ve zayıf olan bir çocuk var.Jill'in baktığı çocuklardan bir tanesi.Hatta bir ara kim ayarlayacak diye iddiaya bile girmiştik.Bende benim odunlar kralına çocuğun fotoğrafını atmıştım. Gözü bi yerden ısırdığı için kesin birşey söylemedi.Bende adamı nüfus müdürlüğü gibi kullanıyorum yemin ederim.

Ama şimdi. Çocuk da az değil mesela Jill ile yolda yürüyelim yanımızdan geçerken sadece bana selam verir.Yanımdan geçerken sempatiklik olsun diye tek kaşı kaldırıp sert bakmaya çalışıp arkasından o muhteşem gülüşünü yapması cidden insanın aklında soru işaretleri bırakmıyor değil.Bende facede ekleyeyim dedim çocuk kabul etmedi.Baktım internetten bişeyler yapamıyorum dedim bende sırnaşayım çocuğa. Nitekim de  öyle yaptım.

Hafta içi etütlerinde oturup test çözerken Jill hararetli hararetli  yanıma gelip -Kıyamet yan sınıfta hadı gidelim- demesi bendeki havai fişekleri falan patlatıp beynimin amına koydu.Test kitabını kapatıp bir gidişim var bir görseniz dersiniz tabakhaneye bok yetiştireceğim.Matematik sınıfına bir girdim.Herkes şaşırdı.

Tabiki baktım orada kendimi ağırda satayım derken gittim etüt odasına.Arkamızdan o da geldi.Bilerek mi yapıyor anlamadım. Ne die geliyorsun arkadaşım sen.Zaten aklımda hiç  bu çocuk yoktu.Jill orospusu soktu aklıma. Bi kere ben el fetişistiyim elleri güzel olmayan birine karşı ilgi duyamıyorum arkadaşım yapacak bişeyim yok.Hadi madem etüt odasına gelmiş laf atayım dedim .Jill'in kolumu mosmor etmesi yüzünden bunlar.-Ne zaman çıkıyorsun çıkarken haber ver beraber çıkalım- dedim.O da dunden razıymış herhalde matematik odasına gitti ve soruları hızla sordu.ardından geldi -hadi gidelim- dedi.

Sen gidelim dersinde ben gitmezmiyim annemmmmmmm :* Zaten matematik odasıda sorularını sorarken gittim biraz yanına sıranın altından ayaklarımız değdi falan bir etkileşim.Kendi kendime gelin güvey olmakta üstüme yoktur.Yanlışlıkla olmuştur dyie dikkate almamıştım fakat et ete değecek hacı.Jill zaten rahat durmaya meraklı değil eşcinsel misin dyie soracakmış. Burak'a sordu ya hızını alamadı herhalde.Hiç bişey demedim.

Neyse biz dershaneden üç silahşörler gibi yağan yağmurun altında çıktık.Benim kapşonlu hırkam var,Jill'in kapşonlu hırkası var, Kıyametin gömleğinin altında bile atlet yok.Çocuk hasta olacak.-Gel benim hırkanın altına girelim- desemde istediğim realsiyonu alamadım çünkü ben söyledikleri anca lafta kalan insanlardanım.Tamam geliyorum dese yanlış anlaşılır gelme diyecek kadar salağım,malım.Artık sen ne dersen.Ne desen haklısın..

İlgilendiğimi bilsin die dershaneye geri döndüm.Dershanenin kayıp eşyalarının olduğu bölümden şemsiye alacaktım.Baktım yok gittiğime pişman oldum.Çocuk daha çok ıslandı benim yüzümden.Daha çok ıslanmayalım die hızlı hızlı yürürken Jill'in ard arda sıraladığı sorular aynen söyle.
-Sence kadınlara el kalkar mı?-
-Hiç birşey göründüğü gibi deil dimi?-
-Ne burcusun?- (genelde boğa burçlarının eşcinsel olma ihtimalinin daha yüksek olduğuna dair bir şeyi inanıyoruz.)
-Eşcinsel misin?-İşte bu  bütün her şeyi belirleyen soru.Ben olsam soramazdım.Ama Jill yüzsüz sorar o.Gerçi cevabını aldı da.
Kıyamet bir cevap patlattı 'hayırrr' die. Jill neye uğradığa şaşırdı.Gergin bir ortamla metroya varmışken.Kıyametin metrosu geldi.
Çocuk yine bana selam verip metrosuna gitti. Jill sik gibi kaldı ortada.Ben sırıtmaktan yüzüm uyuşmuş bi şekilde Kıyamet'i gönderirken Jill'e bir baktım sezercik gibi bana bakıyor.Onu öyle görünce benim surat bir düştü,bir  hüzün kapladı bedenimi.

Eve gidene kadar benim odunlar kralına sordum.Nasıl anlarız falan die bide olanları anlattım bana -geri zekalı bir ayarlayamadın çocuğu- dedi .Düşenede birde o vurdu.Taktik falan verdi söyle yap böyle yap bide Kıyametle yat ama sakın aşık olma dedi. Seviyor mu sevmiyor mu anlamadım onuda neyse.


Aslıda yasıtlarıma bakmam,etkilenmem bile ama sağolsun Jill ve odunlar kralı işi inada bindiriyorlar.Buradan onların ikisinede selam söylüyorum.Odunlar kralı ne kadar okuyamayacak olsa da....

                                           
                                        Rick Martin bir bu adam iki arkadaş...







Adamdaki vücuda hayran kaldım klibini telefonuma bile indirdim...













6 Kasım 2012 Salı

Esrarlı gözler.... Jack


Merhaba dostlar...

Böyle gazino şarkıcılarının şarkıya başlamadan önce söylediği laf gibi -merhaba dostlar.Sıradaki şarkı dünyayı durdurup inmek isteyenlere gelsin - der gibi başladım çok şaçma salak oldu.Neyse saçmalamamaya kararlı bir şekilde yazıma başıyorum.

Çok monoton geçen hayatımdan sonra benim pezevenk babamın kopyası olan abimin evde bulduğu parşomen kağıdı ile başladı  herşey. Kendisi elindeki parşomen kağıdını bana göstererek -bu esrar kağıdı ne arıyor bu evde- diyerek bana suçlu suçlu bakması ona olan nefretimin üstüne cila oldu.Annemin yanında söylemesi tabi olayları daha çok karıştırdı.Annem biraz evhamlıdır.
Eşcinsel olduğumu öğrendiği zaman ben annemin gözünde tertemiz pak bir çocuk olmaktan çıkıp sadece götümü siktirip göt siktiğim için herşeyi  yapacak bir tip haline geldim.Tabi esrar içme ihtimalim onlara göre daha yüksek.Bir şekilde kafamdan savıp surat yaparak yatmış olsamda annemin içindeki kuşku bitmemiştir ve bitmeyecektir.Üstüne daha çok  şeyler eklenir hatta.

Nitekimde öyle oldu.Bu olaydan sonraki gün evde kayıp olan 50 liranın sorumlusu ben oldum.Yine aynı suçlu bakışlar.Yine aynı tavırlar ve yine aynı Jack her boku yiyebilir bütün şuçların ibnesi düşüncesi.Artık susmaktan yorulmuş olacağım ki bir anda -evet parayı ben çaldım çünkü siz bana esrar parası vermiyorsunuz-diyerek yalan söylersem belki öyle bişey yapmayacağımı anlarlar die bağırdım.Annem  fil kulağı kadar buyuk yer kaplayan ama ip ince olan vicdanını sızlatarak konuyu kapattı.(Ne kadar güzel benzetmeler yamıyorum lan :D).Olaylar hep ard arda gelişiyor.Bunları olayları kafaya takan ben bir sonraki gün baş
ağrısından ölmek durumdaydım.Genelde kafama taktığım zaman oluyor.Aslında gereksiz bişey çünkü ailemin ne bok olduğunu  biliyorum.Hem anne tarafında  hayır yok hemde baba tarafından benim kendi anne ve babamdan hayır beklemem çok saçma olur.Annemin yinede hakkını yiyemem tabi kadın uğraşıyor ama bi yerdende sıçıyor her şeyin içine.

Neyse  benim baş ağrım uyumadan geçmez.Dershaneden erkenden çıktım geldim Jill'i ikna edene kadar canım çıktı.Dershanede kalalım da kalalım Sinan var ya ondan herhalde.Eve gidip yattım.Akşam saat 10'a doğru yemek yemeğe falan uyandım.Annem baklava yapmış,kek yapmış kendını affettirmeye uğraşıyor. Abimde gitmiş kola almış kolayı çok sevdiğimi biliyor tabi.Soğuk bir şekilde teşekkur ettikten sonra yattım zibardım yine.


Bi güzel afiyetle yedim ama neye yarar onca sey yapmışsınız sıçmışsınız ağzıma neye yarar.....

5 Kasım 2012 Pazartesi

Hiç Birşey Göründüğü Gibi Değil! -jill


Jack’in bana eşcinsel olduğunu açıkladığı günü hatırlıyorum da ne kadar patavatsız olduğunu bir kez daha anlıyorum. Ne kadar yersiz, gereksiz bir şeymiş ama olacağı varmış ki olmuş diyorum.

Hayatım boyunca yapmam gerekenlerin uzunca bir listesini çıkarmıştım, tam iki sayfa tutmuştu. Maddelerden biri de bir eşcinsel dost edinmekle ilgiliydi. Nasıl fantezilerim var tahmin edemezsiniz, henüz ben kendi bilinç altımı çözmüş değilim.

Bir eşcinsel dostumun olmasını o kadar çok istemiştim ki evren onu götüme soktu. Evren böyle dengesiz aslında sen bazen çok istersin o üçün birini bile göstermez sonra bazen gene çok istersin o seni ağzına kadar doldurur. Iıı tamam bu pek iyi bir örnek değildi. Hakkımızda hayırlısı tabi ama gereksiz şeyler nerde evren orada!

Jack tam da o gün bana “Hiçbir şey göründüğü gibi değil.” Demişti.

Dün Burak’la konuşurken konu onun beni sevmesine geldi –günahı kadar sevmez-. Kaç gündür 
konuşmamamıza rağmen (ve bunun bence okula gelmeyen zayıf sıra arkadaşımla alakası var, o geldi Burak’ta geldi ama hiç bir şey göründüğü gibi değildir.) ve benimle konuşmaya başladı.

Bende az değilim yolda görsem selam vermem ama çocuğun benimle ilgilenmesini istiyorum.  Ama onun beni sevmesini de isterim çünkü Çağatay Ulusoy’un fotokopisi gibi çocuk, maşşalak

Konunun beni sevmesine geldiğinde Burak’ın yüz ifadesi biraz değişti, aha çocuk şimdi senden tiksiniyorum, yüzüne bile işemem senin derse ne bok yerim diye düşünüyorken “hiç bir şey göründüğü gibi değil” dedi. Yani hiç bir şey ne gibi görünüyordu ki öyle göreyim.

Kesin dedim bu beni boka benzetiyor ama söylemeye çekiniyor. E tabi o yakışıklılıkta bir çocuğun ağzından bok kelimesini çıkartamazsın ki. Görüntüye yakışmıyor. Dublaj yapsan gene olmaz.

Zaten o onu söyledikten sonra sohbeti toparlayamadık, imdadımıza zil yetişti. Sağol zil iyi ki varsın.

Dün neredeyse kafayı yeme noktasındaydım. Ay bu çocuk kesin bana bok dedi. Aklımda sürekli söylediği söz. Bir anlam vermeye çalışıyorum ama sürekli Burak’ı bana bok derken düşlüyorum. Yahu tipi değilmişim işte, neden zorluyorsam. Sevgilisi vardır, evlidir belki beşik kertiği şeysinden vardır.

Bütün bu şüphelerimden bugün arınacağımdan haberim olsaydı keşke de bende beynimi sikko düşüncelerle doldurmasaydım. Fakat siktiğimin evreni beni bekar bırakmakta kararlı ki bu gün Burak’a bu soruyu sordum. “ Sen eşcinsel misin?” Eee, neydi o söz. “Evren içimizde.” Aklıma gelen başıma geliyor derken lanetli olduğum gerçeği yüzüme şılap diye çarpıverdi.

Bu soruyu heterolardan birine sorsam ağzıma sıçardı ya da en azından hayır derdi. Yok la ne diyorum ben, kafamı yararlardı yeminle. Kerşke o da kızsaydı, küfretseydi, kalbimi parçik pinçik etseydi, gözlerimin içine bakıp BOK deseydi. Ağzımın içine ishal ishal sıçsaydı, dibine kadar razıydım.

Ama  o ne yaptı. Sustu ve bakışlarını başka yöne çevirdi. Direttim, gözlerini kaçırdığı yerden tekrar bana çevirdiğinde ben hala ona bakıyordum.

“Yoo..” dedi. Neden? Neden sesin çatallandı. Tanrım neden?

Lanet edilecek çok şeyim var fakat üzerimdeki lanete lanet ediyorum. Kime ne yaptım da evren ağzıma yüzüme pisledi. Siktiğimin evreni embesil bir lisesli. -jill


31 Ekim 2012 Çarşamba

Sıra Sıra Odalar Gayler Birbirini Kovalar -Jill




Merhaba Dostlar, bütün cemaatin cadılar bayramı mübarek olsun!

Sıkıntılı zamanlar geçirmeye tam gaz devam ederken son bir ayda Jack’den nasılda soğuduğumdan bahsetmek istiyorum. Yani gerçekten yumruğumla o güzel suratını dağıtacak kadar sinirleniyorum ona tabi buna ay dönümüm olması da sebep olabilir ama kendimce başka sebeplerimde var.

Mesela lanet olasıca gay şansı. Evet, o sürtük o kadar şanslıyken ben neden, şişko, çirkin, sakalı-bıyığı olan, çirkin şansından hiçbir nasibini alamamış biri olarak yaşıyorum. Bu tamamen evrenin bana yaptığı adi haksızlığın ta kendisidir.

Üstelik ben zeki, sevecen, arkadaş canlısı vs bir tipim ama gel gelelim yakışıklı çocukları o kapıyor. Yahu Burak’ı bile o kapıyor. Hani bu çocuk gay değildi. Kimler gaysa bir el kaldırabilir mi?

Ne biçim bir dershanede okuyoruz! Nerde tipitipler var toplanmış, uğraşsam bir araya gelmez. Hani en son baktığım çocuğa “inşallak gey çıkmaz, şu kalçalara bak değildir ya . Değildir dimi?” diyordum. Töbe sabır. Yüzümü hakka dönecem ve artık boy abdestimi alıp cünüplükten kurtulacağım. Belki de bütün sorun buradadır.

 Siktir ordan yüzümü hakka döneceksem napçam neççem gari erkeği.

Çocuk Jack’e bildiğin yazıyor yaa. İçine girecek gözümün önünde yatıracak sikecek çocuğu. Hee… Jack’e var Jill’e yok. Hani kardeştik nerede kardeş payı!

Bugün metroda gördük çocuğu, bu Jack’e bakıyor Jack buna. Baktım bir halt ettiği yok. “El salla” dedim Jack’e o da hep sözümü dinler zaten hemen salladı. Baktık önde de Nilay üzerine alındı salak, başladı el sallamaya töbe sabır yüzsüzlüğün bu kadarı. Küsüz kızım ne sallıycaz sana el.

Bunların ikisi de Nilay önce çocuk arkada el sallıyorlar. Çocukta Nilay’ı fark etti kahkaha attı ben zaten yarılmışım orada ama bunlar senkronize harekete devam edip aynı anda yanlarına çağırdı.

Hadee şimdi Nilay’ı göt gibi bırakırız dedim bindik bir alamete gedeyoz kıyamete. Te Allam  yüzümü sana dönüyom. Sen o koca treni hareket ettirensin.

Kıyametimiz bana yar olmadıysa Jack’e de yar olmaz. O sırada metro gelir. Bunlar ÖPÜŞÜP ayrılırlar bana da avucumu yalamak düşer.

Derken metro önümüzde durur ve Burak bize sırıtarak bakar. Film burada kopuyor ya zaten ben hemen Jack’e yavru maymunlar gibi yapışıyorum ve AŞKIIIM feryadını koparıyorum. Bu arada Sinan’ı atlattığımı fark etmişinizdir. Burak ile Jack bir kahkahalar bir espiriler. Canları çıksın! Burada ben Burak’ı kıskandırmak istiyorum ama çocuğun umurunda değilim. Kaç gündür yanıma uğramıyor.

Bugünde gelmiş Suna’ya “evlen benle” falan demeler yahu bu bitli bulmuş zaten zengin kocayı, bakın altını çizerim zengin koca! Salak Burak kaç gündür yanıma uğramasın Suna’yı gördüğü gibi atlasın hemen evlilik falan. Kızın benimle etmediği alay kalmadı, evlenemezsin sen gelir benim bebeklerimi seversin diye. Çokta meraklıydım kocaya, köylü!

Kaş yapalım derken göz çıkardık, üzümü üzüme baktıra baktıra kararttık, damlaya damla göl yaptık, samanları da sakladık ama samanlığı yaktık.

Bu sevgili olayı bana hiç yaramadı. Evde de işler zaten yolunda gitmiyor. Hayat bana kötü! Bol küfürlü tarifesi bana kıyak geçmiş, ağzımı bozdum dolaşıyorum. Sloganımız siktir et ama pek işe yaradığı söylenemez yani siktir etmek yerine siktir olup gitmek istiyorum. Olsun buna da şükür! Açlar, açıklar var. Afrika kırılıyor hastalıktan ben domuz gibiyim.

Bakın ne kadar iyimserim ama evren elinin tersiyle çarpmış bana bir kere, kimse bakmıyor bu gül cemalime. Cemal kim lan? Boş mu?

Adını Gay koyduğum bir bloğa gaylerden nefret ediyorum demek istemiyorum.  Tee en başta ben yanlış yapmışım bir kere. Yollamışım evrene Gay mesajını baktıklarımın hepsi gay! Ulan Sinan gay çıkmasa bari girmeyeyim onunda günahına.

İnsanlar çift yaratılmamış mıydı? Bana mı yanlış anlattılar? Nerede benim çiftim?  
                                                                                            -Jill  

24 Ekim 2012 Çarşamba

Bütün Gaylar Toplanmış :( -Jill


Farkındayım herkesin kalbini kırdım. Kötü çirkin şeyler söyledim. İnsanların benden tiksinmesini, bıkmasını sağladım. Ne yapayım, ben o küçükken Marilyn Mansonla evlendiğini hayal eden kötü çocuğum. Tanrının varlığını reddettiğimden beri bu böyle.

Etrafım ne kadar kalabalıklaşırsa kendimi o kadar yalnız hissediyorum. Çabaladığım her şey için lanetler okuyorum. Henüz hayatımın amacını dahi bilmiyorken ne diye kendimi paralayarak gereksiz şeyleri gözümde büyüterek üzüldüm. Gerçekten gecelerce ağladım, üstelik nedenini okuduğum kitap olarak göstererek. Ne zaman bu kadar bayağılaştım.


Ailemle defalarca kavga ettim, Jack ile küsüştük…
Kadere inanmam ama hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanırım. Evren ne diyorsa o. İnançlarım dolayısıyla hem ailem hem de arkadaşlarım beni çoğu kez dışladı. Fazla önemsemedim ama hep kin doldum.
Jack ile kol kolayken bizi gördüğünde bizi sevgili sandığını ve benden nefret etiğini sandım. Ulan bir Allahın kulu da demedi ki kızım ne diye kendi kendine hayal kuruyorsun. Eyvallah hacılar.

İki gün önce Jack ile ders çalışırken dersanenin canımdan bir çocuk gördük. Çocuğa baktım uzun uzun sonra Jack’i dürttüm.

“Çocuğa bak lan. Ben bunu facebook’tan bulurum ha.”

“Bul o zaman kızım.”

“Tamam lan bu akşam bulacam.” Ne kadar salağım ama hani hiç bir şey tesadüf değildir ya. Ben hemen akşamsı aradım bu çocuğu facebook’tan. Çocuğu bulmama az kalmıştı ki Sinan’la Amy’nin arkadaş olduklarını gördüm.

Amy’ye hemen mesaj attım. Eşşolusunun ekli olduğundan haberi bile yokmuş. Aldım bir güzel şifresini açtım Sinan’nın profilini. Nerde beklenmedik şeyler, nerde sevgililer?

Hiç bir şey yok. Herkese açık bir profilmiş meğerse. Kendi hesabımdan baktığımda gördüğüm neyse aynen onunla karşılaştım.

O an arkadaşlarımın yalancı ötesi yalancılar olduğunu anladım. Size Semanur’u hatırlatırım.

“IIY Sende mi? Piç o piç!” Sensin piç. Kaltak, kaşar, yalancı, yolarım ben onu, tabi baktı çocuk ona yüz vermiyor mundar etti yavrımı. Göt suratlı, senin o çirkin suratına mı baksın! Salak!

Jack ve Amy’nin “Kaybedecek bir şeyin yok” mısralarından bıktığım için bende ekledim, kurtuldum. Tavsiye ederim. Bir saat kadar sonra kabul etti ama konuşmadık. Onun yerine ben gittim matematik çalıştım.

İster inanın ister inanmayın ama korkuyorum. Ya bu da gay çıkarsa diye. Dersane dersane değil ki amuğa koyım. Gay bar sanki.

Bütün gaylar toplandık toplandık “toplandık”.

Sadece Türkçeci ve Berkay değil, aralarından geçenlerde hoş çocuk deyip gay çıkmasın diye bakmaya kıyamadığım çocukta gay çıktı. Vatana millete hayırlı olsun. Ben Lanetliyim.

Justin Bieber’e benziyodu yaaa. Yürüyüşü bile aynı. Töbe bismillah Justin’e de bakıyorum… Evrene yanlış mesajlar veriyorum valla… Ağzımdan hayırlı bir şey çıkmıyor ki. Hep Jack ile yakınlaştıktan sonra böyle olmaya başladı. Çocuk bildiğin Jack’e sulanıyo. Sinan’a da bakmıyorum artık bu yüzden işte.

Jack bu yazı sana gelsin. Yeminle bırakıyordum yazmayı. Sonra dank etti, hayatımı yarım bıraktım ben be! Her şeyim yarım bari bunu yarım bırakmayayım. Bay!



 İşte bu adamla evlenip dünyanın amına koyacaz :D

22 Ekim 2012 Pazartesi

Ortalık orospusu olmuş namustan söz ediyor pezevenk -Jack


Bir daha yuh amq bu kadarı da fazla dediğim bir olayla tekrar ve tekrar karşınızdayım..

Lanetli olduğumu falan düşünüyorum.Dershanedeki koca kafalıyı biliyorsunuz.Hani benim o ilk sevgilim olan
sevgilisini benimle aldatan falan neyse çok karışık 'kolpa geçmişimden gelen bayat kızlar' yazımı okuyun
derim.Şuan konumuz daha bir fena. Jill'in Sinan Sinan diye ölmesinden dolayı ne söylersem umursamıyor
kaltak ama severim kendisini.Birde bizim yeni arkadaşımız, hakkımızda her boku çok kısa sürede öğrenen
insan var ya AMY işte oda var durumun içinde.

Nasıl bi lanet varsa üzerimde eşcinselleri çekiyorum her halde. Jill'in benim ilk sevgilimle bakışmasından
sonra Amy'nin ölüp bittiği Türk Dili Ve Edebiyat hocamızın eşcinsel olduğunu öğrenmemiz güne damgasını
vuruyor.Haberler bununla sınırlı değil tabiki asıl işin acayip tarafı bütün Bursa bu hocanın üstünden
geçmesi ve üstünden geçenlerin arasında benim ODUNLAR KRAL'nında olması.Çok çevresi olan bir sevgilim
var.Aslında sevgilimde sayılmaz, ona göre biz çıkıyoruz ama sevgili değiliz sevgili değilsek neyiz samimi ve
iyi anlaşan iki arkadaş.

Neyse konumuz bu değil.O başka bi konu zaten onu ayrıca ele alacağız. Ayh var ya şuan acayip durumdayım
içim bi fena ve şuan tuvaletten yazıyorum.İğrenç değilim hepiniz tuvalette ya kitap okumuştur yada
sigara içmiştir,bulmaca çözeniniz bile vardır, bende Türkün aklı sıçarken çalışır diyerekten daha akıcı
yazmak için tuvaletten katılıyorum aranıza.,Konunun bokunu çıkartmak istemiyorum .Sakınnn kapatayım
deme çek o mausu 'X' işaretinden ...!

Benim araştırmacı ruhum aynı zamanda başkalarına bişeyler kanıtlamak zorunda olduğumu hisseden dürtülerimin babasını sikeyim.Her ota boka burnumu sokuyorum o yüzden bu kadar tesadüf oluyor.İnanmaya bilirsiniz ama olay bu.Aslında bugün daha bir kızıştı ortalık.Bildiğin tartıştım hocayla.Çok sesli olmasa da inceden inceden soktum lafımı hiç esirgemem.Ben bu geri zekalıyı faceden ekledim.Birde koruyor kendisini ortak arkadaşı olmadan ne ekleye biliyorsunuz nede mesaj yazabiliyorsunuz.Ama ben az orospu olmadığımdan sağdan soldan bir ortak arkadaş buldum ve ekledim.O salak da hemen kabul etti.Neyse bir süre sonra hocayı ekledim. Buda dürttü. Eşcinsele yakışır bir davranıştı tebrik etmek lazım.Zaten eşcinsel ortamında bütün diyaloglar bir dürtme sonucu başlar vesselam...

Bende muhabbete girme amacıylan hemen mesaj attım 'Efendimmm :)' diye.Gel zaman git zaman benim
arkadaşlık isteğimi silmiş.Ses seda yok ama.Bende takmadım kafaya hiç umrumda da değil açıkcası.
Bugün bizim dershaneden rehberlik hocasının düğünü vardı.Normalde hiç gitmem ama düğüne  gidesim
geldi.Diyorum ya lanetliyim falan die anlayacaksın birazdan.

Düğünde hiç bir tanıdık insan yok.Taki  bizim dershane koordinatörunü görene denk.Aynı masaya oturduk
benim yanımda boş.Sen sürpriz yumurta gibi Amy'nin ölüp bittiği eşcinsel hoca çık gel.Hemen yana kaydım
'buyurun hocam' diyerek yeri işaret ettim.O da bütün endamıyla salına salına geldi oturdu.Dedim facede
eklemedi ama yinede ilgileneyim ne de olsa GAYDEŞİM benim. :P

Oturdu yanıma falan benim orospu damarlarım kabardı yine diyerek fotoğraf çekmeye başladım.'Ne güzel
anı olacak' diye söyleniyorum ki korkmasın çekinmek istemesin.Hocayla bizim fotoğrafımızı çekerken hocaya
bir yanaşmalarım var görmelisiniz.Benim odunlar kralı görse kıçıma odun sokar düşünün artık.Fotoğraf
çekildikten sonra ben bunu aldım Amy'e  attım.Başladı durmadan aramaya.Biraz oturduktan sonra kalktık gitmeye
hazırlanırken bu gerizekalı hoca merdivenlerde konuşmaya başladı.Konuşma olduğu gibi şöyle.
'O resimleri faceye koymayacaksın dimi'
'Yoo neden koyayım sadece anı amaçlı'
'Koyacaksan bile etiketleme sakın. Ayh pardon sen bende ekli değildin dimiii'
'Evet ekli değilim nezaketen eklediğim halde kabul etmediniz arkadaşlık isteğimi'
'Kusura bakma prensiip meselesi'
'O kadar önemli değil nezaketen eklemiştim başka bi amacım yoktu kabul etmemeniz çok da önemli değil
sorun haline getirmeyin bu kadar' dedim ve bana söyleyeceği bütün cevapların kapısını kapattım.(nasıl bi
benzetme amq)

Konuşmanın sonrasında  bizi metro istasyonuna bırakacak çocuğun arabasına bu hocada bindi.Düğüne üç
kişi gitmiştik Nilay ben ve bi çocuk.Araba da Nilay tarafından gelen 'hocam siz evli misiniz?'sorusuna
'evet,hatta çocuğum bile var' demesi benim şartelleri attırdı.Telefonundan bir bebek resmi göstermesi
zaten ayrı bişey.

İnsanların nasıl bu kadar rahat yalan söyleyebildiklerine inanamıyorum.Yalan söylüyorsan bile doğru düzgün
bişey söyle.Evlilik kutsal bir muessese nasıl bunu yalanına ortak edebilirsin.Utanmasa namus dersi verecek
pezevenk.Bütün Bursa üstünden geçmiş daha ne konuşuyorsun sanki ben anlamıyorum.Kendisini çok akıllı
sanıyor herhalde.

Bende kendimi çok akıllı sanıyorum ama emin olun malın,amcık ağzılının önde gideni,hatta önde bayrak tutanı, hatta ve hatta o direği bi tarafıma sokmaya uğraşan biriyim.Ben salak gibi bu yaşadıklarımı eve gitmeden  akşamın 11'inde Amy'e gittim anlattım.Dilimi eşşek arısı soksaydı da konuşamasaydım.Bu hoca için ölüp bitiyor da ondan.Başladı gidip konuşcam eşcinsel falan mı die soracağım falan.Nasıl sinir oldum zaten Jill bakire değil  die -patlak,haram kız- gibi kelimeler kullanması sinirimi bozarken bu iyice sinirimi bozdu.Zaten sonraki gün  dershanenin terhasında eşcinsel falan die bağıra bağıra konuşunca hoca duymuş.Camdan kötü kötü bakmış ayıp yani ne kadar sinir bozucu bi tip olsa da öğrencileri sonuçta iş yerinde herkesin içinde böyle bi muhabbetin dönmesi çok ayıp ve kötü.Aynı şeyi bana yapsalar cidden üzülürüm.(ne kadar iyi niyetliyim..)

Amy hakkında kafamda  soru işaretleri vardı zaten şimdi iyice patlak verdi.Pişman oldum bu kadar anlattığıma.
Neyse zararın neresinden dönsen kardır anlatmam bende bundn sonra hocayla ilgili şeyler falan.O ölüp bitsin.
Jill'de umursamıyor falan ama bana ondan başka kimseden hayır yok yeminle.....








çok tatlılar dimi ama  ....














bu adamın düşüncelerine ölürüm... <3

20 Ekim 2012 Cumartesi

SALAK -Jill


Ağır depresyon yaşıyorum hacılar. Ağlıyorum, zırlıyorum zaten boğazımda ağrıyor. Üstüme battaniyeyi çekip hayatımda yapmış olduğum ne kadar salak şey varsa hepsini düşünüp, yapmamış olsaydım ne olurdunun hayalini kuruyorum.

İşte bizim Türkçeci GAY çıktı falan. Belki Jack anlatmaz diye anlatıyorum. Bizim Amy takıktı buna, bu daha yeni mezun olmuş yirmi dördünde ya var ya yok. Jack dedi ilk bu çok feminen takılıyor bak eşcinsel çıkmasın diye. Bende sevmem insanların arkasından öyle ithamlarda bulunmayı. Tamam çocuk gibiyim falan hatta bu sıralar depresyondayım ya iyicene bebek taklitleri falan Jack bile katlanamıyor SUS diye bağırıyor sokak ortasında ama dinleyen şerefsiz olsun diyorum devam ediyorum, dünya  yıkılsa hatta Tanrı İsa’yı yeniden gönderse google’a girip sıfatına bakmak istemem o derece.

Sonra ben neredeyse yalvarıyorum düğüne gitme diye ama yok ille de bizim yakışıklı rehberlikçinin ölüm yıl dönümünü izlemek için gidiyor düğüne hem de Nilayla. Bundan bir gece evvel denk gelmişti de Nilay rehberlikçiden onu evine bırakmasını istemişti ve bize anlattığı kadarıyla adam buna sulanmış ama zavallımın evleneceğinden henüz haberi yok.

Türkçecide haliyle meslektaşının düğününe gelmiş ama tabi bu dershanedeyken pek bir suratsız ya bize pas vermez. Bizimki azıcık yüz bulunca çektirmiş bir fotoğraf –ben söyledim bide fotoğraf çekmesini ama ben gelini çeker diye düşünmüştüm-
Bu Jack’in bütün Bursayla düzüşmüş bir sevgilisi var (maşşallak). Biz şüpheleniyoruz falan ya şüphelerimizden arınırız diye fotoğrafı göndermiş çocuğa. Çocuk demez mi bu Ü.. diye. Meğer bununla da düzüşmüş. Valla helal, herifi takdir ediyorum.

Amy tabi ki çok üzüldü falan ama biraz fazla patavatsız. Kantinde konuşuyoruz birden bağırmaz mı “Bütün yakışıklı erkekler eşcinsel.” Diye. Ehh haliyle duydu, biraz yüzünü buruşturdu yoluna devam etti. Bende bir güzel azarladım, pişman oldu. Bir daha yapmaz!

Hop! Konu bendim, ne zaman buralara kadar geldik.

Sonra kendime baktım, gece gece bundan daha mantıklı düşünemezdim tabi. Ben koca götümle ne sevgili dersine düşüyorum, adam gibi ders çalışayım da üniversite kazanayım, Jill’de aptal çıktı demesinler.
İşte şunun şurasında beş yıllık ömrüm kalmış. Dört yılı üniversitede gitse, bir yılda da bir kitap yazarım (kitap yazmak en büyük hayalim ama kitapta da burada olduğum kadar çok saçmalamıyorum) Sonra suşi yer intaar ederim, son yemek babında.

Eğer şansım varsa IQ’su yüksek kel, çirkin bir herif bulur çocuk yapar, biraz büyütürüm. Hayat felsefemi ona öğretirim, artık neyse o felsefe sonra kendimi deneysel olarak öldürürüm.

Bakayım bir tanrı var mı? Ölünce ne oluyoz? Cehennem nasıl bir yer? Zebaniler İncubuslar kadar seksi mi?
Yahu hakikaten ne haddimeymiş benim aşık olmak. Hemde yakışıklı erkeklere. Baksanıza bir tripler, depresyonlar, ders çalışmalar falan sanki dünyayı kurtarcam o kadar ders çalışıyorum. Yazık olan Jack’e oluyor, bütün gün beni çekiyor zavallım.

Sonra Sinan Sinan demeler, onu geçtim Burak, Doğan ve Serkan’da var. Hadi doğan’ı siktir et çünkü eğer biriyle sevişeceksem bu o olsun istediğimden mesela Burak’ta onun için var ama Serkan…

Size hemen kısaca anlatayım. Bizim okulun kantinciler kıralı. Aman ne güzel altın renkli saçları var onun. Yemin ederim onun prens benim prenses olduğum bir sürü çocuk hikâyesinin ağzına sıçtım onu düşünürken. Bir Blog yazmışım ki okumayın. Çocuk onu okudu benden tiksindi. Zaten ondan artık kimliğimi falan saklıyorum, kimsenin benden tiksinmesine falan gerek yok dimi ama?

Ben kafamı taşa duvara vurayım, o geçen seneden beri ona yavşan, yavşak Birsen’i koluna taksın. İki günlük sünepe çömez geldi taktı koluna Serkan’ı çıkıyoruz çok gizli kimse bilmesin diyor. AMK bütün okul biliyor işte. Neyin kafasındasın ezik.

Üff ya Burak zaten bizi sevgili saniii. O da gitti. Doğan’da da eşcinsel tipi var. Ekledim faceden gerçi ama kabul ederse inşallah (iman mod: on). Geriye kala kala piç Sinan kaldı. O da bakmıyor yüzüme falan hemen her boku üzerime alınmasam iyiydi.

Arkadaşlar, yakışıklı erkekler sevmez. Ya gaydır – ya da gaydır eheheh- ya da piçtir. Yani aşık olmak istiyorsanız kel ve sıska herifler en iyisi bknz: şekspir, bknz: keller her götü eller.
Olay bundan ibaret. Ben neyin kafasını yaşıyorum ergenler gibi. Bir bakışlar, aklımca cilveli olcam ya. Bir gidiniz! Bana hiç yakışıyor mu?

Kuantum okuyayım. Kuantum şişkolar için bende şişkoyum. Kuantum secret’da kalsın.

Zaten annemle aram bozulmuş, okuldan kaçtığımı öğrenince babamda bir ton azar yükledi omuzlarıma, çok güzel. Ben zırlayım annem bana “Şeytan” desin. Benim nerem kötü tanrı aşkına? 


osmana benziyo bakışlar falan tıpkı onu yataktan attığım ki gibi :D
bu benden Jack'e gelsin. gidip gelip Justinın çocukluk resimlerini yüklüyo bide dalga geçiyo.

alem çocuğa hasta sen neyin kafasındasın eheheh SALAK


17 Ekim 2012 Çarşamba

Evlere dadandık artık.. Jack and Jill


Boklu bir akşamınıda geride bıraktık.

Ben Jill ve Jack'ın gevezeliği sayesinde hayat daha çekimez. Amy ve ablası Tuğçe çok sevimli -en çok
ablası sevimli-Ama Jack'ın o koca ağzı ve bitmeyen cümleleri olmasa akşam daha güzel olabilirdi.

Kıskandı zaar.Ben orada odunlar kralını anlatırken Jill'in davranışlarını görmelisiniz.İlgi çekmeye çalışan fok balıkları gibiydi.Geveze olduğumu kabul ediyorum amma velakin cana yakınım.Sevdiler ya beni şimdi ondan oldu.

Bende sonradan açıldım.Benim eşcinsel olduğumu Amy ablasına,annesine söylemiş.Birde bunu bana söylüyor. Kızın ablası çok mütevazı.Kız çok sanşlı vallaha. Mutlu bir ailesi,düzenli bir evi var. Kıskanacağımı söylemek istiyorum.Biz mutlu olmaya alışkın olmayan ,açıklı türk filmleriyle ve küçük Emrah ile büyümüş zavallı ergenleriz.

Jill ne kadar inkar etsede olay bundan ibaret.İlerleyen vakitler muhabbet iyice koyulaşınca benim özürlü sahte sevgilim ve can yoldaşım Jill bloğu okuttu.-GERİZEKALI-

Şuan bu yazıyı okuyor bile olabilirler.Daha müstehcen yazmak istiyorum. Bloğu okumaya başlayınca benim anlattığım sex maceraları ve acıklı sex sonlarımı anlattığım bölümleri ne kadar okutmasada Jill, Amy'nin ablası yazdığımız bloğların içeriğinin SEX olduğunu anladı.

Ne kadar yüzsüz olsam da ben utandım.Kız bizi yanlış tanıyacak.Gerçi bi eşcinselin bloğunda ne olmasını bekliyordu anlamış değilim.Çekimser tavırlarımlar -ilgi çekmek için onlar - desemde, attıım yalana ben bile inanmadım.Anneme ve abime yalan söylemekte üstüme yoktur.Başkasına yalan söylemeyi beceremiyorum. Buradan sonrasını Jill'e bırakıyorum,beynimi sikiyor çok uzun yazdım diye falan,sıkıldı herhalde....

Ay nerden anladın.Salak.

Ben aslında ilkin korktum yani bu salak Jack beni bırakırda Amy'yle kaçar diye.Birde o ikisini ben
tanıştırdım.Dedim ki şu kızın tipi bir garip biz arkadaş olmayız.Sonradan birde korkuyorum.Seviyim
Jack'i yaaa.

Ben size aşık olduğumdan bahsetmişmiydim.  Çok yakışıklı olduğundan ve gözlerinin renginden.Ay aman
salla Amyle Jack'i.Tilkinin dönüp dolaşacağı  geleceği yer gene kürkçü dükkanıdır.

Her yazıya Sinan'ı bağlamasan olamayacak dimi geri zekalı.Susayım susayım diyorum ama olmuyor.Bu kız çok değişti beni Amy'den kıskanıyor,her bloğ yazısında Sinan'dan bahsediyor.Hatta dün Sinan bir kızla konuyor die ağlayacaktı.Hiç  arkadaşı olmayacak sanki bu çocuğun.Bu kız kafayı yiyecek  haberiniz olsun.-Götünü yiyecekmiş- çocuğun. Götlerle ben ilgileniyorum.Neyin kafasını yazıyor anlam  veremedim...

Duygularımla baş edebilirim,bunu daha önce defalarca denedim.Şimdi baş etmek istemiyorum çünkü
olacakmış gibi geliyor.Ama biliyorum ki olmayacak.

Önceden yapmış olduğum bütün hatalar karşımda çıkıyor.Nasıl olur da birlikte oluruz ki.Lanet olsun ki
bakire bile değilim.Bunu ona söylemeyeceğim belki ama yinede içim içimi yiyor.

Birden içimden vazgeçmek geçiyor.O çocuk sana göre değil diyorum.Beni duygusal yaptı lan!! Ben böyle
bir tip değilim ki. İyice çekilmez oldum. Jack'ten de anlaşıldığı üzre yane.!!









Buda Jill'in  ölüp bittiği başka bir tip.













Allah aşkına siz söyleyin bu hepsinden yakışıklı değil mi?



Buda Jill'in bahsettiği kürkçü dükkanı...:P

15 Ekim 2012 Pazartesi

Vay be çok salaam -Jill


Daha önceleri Gökçe sevmem diyordum ya “ vay be ben neymişim?” Her boku üzerime alırmışım, aptal ayağına yatmaya bayılırmışım falan.

Mesela şuan dersanedeyim ama arkamda oturan otuz beş yaşındaki teyzenin üniversite kazanma hırsı bende olsa atomu parçalayıp ellerine verirdim ama benim olayım atomla değil atam karıncayla.

Tamam. Yani kelime yapmaya gerek yok hepimiz biliyoruz ki gene Sinan’a bağlayacağım. (ne yapayım seviyorum?) Bu sefer ne kıskançlık ne platoniklik ne de herhangi bir bokluktan bahsetmeyeceğim daha farklı şeylere başlık atacağım.

Mesela ben teneffüslerde yüzüne bakmıyorum diye gözüme girmeler, mesela… teneffüse çıkmıyorum diye birden sınıfa girmeler.

Mesela ben onu arkadaşıma sormuş olsam – ki bu aralar yüz bulmuş olmalıyım ki atağa geçtim herkese soruyorum- arkadaşım bana onun hakkında kulağınızı tıkayıp saçma sapan şarkıları bağırtacak derecede itici şeyler söylese siz ne yapardınız? Yüzüne bakmayı keserdiniz çünkü kalbinizin kırılmasını istemezsiniz.

Ben diyorum ki aşk olsun Amy diyor ki senin olayın yatana kadar değimliydi? Kız beni tanımış biraz ama biraz çünkü sevgide hoş bir “şey” yani. Sonra Amy hakikatli kız vesselam. Ortak arkadaşlarımızdan birini arayıp Sinan’ın ağzını aramasını söyledi. Gerçi onun haberi Pazartesi gelecek ama ben dayanamadım.

Hem okuldan hem de dershaneden bir arkadaşı görüp hemen Sinan’ı sordum.

“IY! Sende mi?” hııı bende mi, ne? Dedim içimden tamam hoş çocuk ama başkaları da mı? Sonra anlatmaya başladı.

“Bende hoşlanıyordum ama Facebook’dan fake hesapla ekledim, piçin teki. Tamam işte bende piçim. Benim babamda kıroydu.

Üf dedim sonra ÜÜF! Madem bu çocuk bana yar olmayacak hatta matematiğe bile yar olmayacak boş ver arkadaş. Boş ver!

Boş verdim ya şimdi ben, ille de gözüme gözüme girer. Gel götüme gir de sadece götüm acısın, kalbimle oynama…

Zaman diyorum, zaman diyorum. Dönüp bana Sabır sabır diye sesleniyor. İnanın götüm için değil kalbim için sabrediyorum.


-Jill.

Çok güzel yazmış orospu duygulandırdı… -Jack

fil gibiyim ya bundan sonra hep fil resmi koycam :(

14 Ekim 2012 Pazar

Hadi bunu da Yunanistan'a itelim :D -Jill


İkili ilişkilerde iyi olmadığımı artık anlamışsınızdır. Hatalarımı tekrarlamamak için almış olduğum bütün o yöntemler başarısız sonuçlanıp tekrar bir tantananın içine düşmemi sağlıyor.

Ah! Hala iyiyim sadece yalnızlıktan kendimi uzaya bırakılmış eski uydular gibi hissediyorum o kadar.
Kendi kendine konuşmak yalnızlık belirtisiydi değil mi? Hayali arkadaşlarım Mike ve Lilh’in arasına yeni bir arkadaş daha geliyor. Henüz hazırlıkta çok yakında o da bana ne kadar yalnız olduğumu ve çok salak hatalar yaptığımı anlatacak.

Kafa karışıklığı Facebook’un güvenlik nedeniyle ortaya attığı karmaşık yazılar gibi, sinir bozucu. Seviyor muyum? Sevmiyor muyum? O da beni sever mi? Ya hiç hoşlanmıyorsa? Sevdiği başka biri varsa? –var matematik-

Evden çıkmayı sevmiyorum ama şu son hafta evde durmak zehir oldu. Kendimi dışarı atsam Jack’ten başka kimsem olmadığından dolayı çıkmak istemiyorum.
Yinede hoşuma giden şeyler olmuyor değil? –evde olmadığım zamanlar- Burak! Yavrum Benem! Jack ile bizi sevgili sanıyor yahu. Gerçi sanılmayacak gibi değiliz. Herkes bizi sevgili sanıyor. – Bende neden sevgilim olmuyor diyordum.

Geçenlerde Jack ile bizi el ele gördü –ehehehe- kıskandı mı ne yaptıysa artık, Jack gittikten sonra yanıma gelip “Benim de sevgilim var.” Dedi. Tabi ki tek bir şey dedi diye kendi kendime gelin güvey olmuyorum. Sooonraaaaa…

Jack’in lansleri meşhur olduğu için, Burak bunları gördü. Yanıma gelip “ IIIY! Çok kötü olmuş!” dedi, kıskandı zaar. Bende madem bizi sevgili sanıyor, öyle sanmaya devam etsin diye düşündüm ve “ Sevgilim hakkında böyle konuşamazsın!” dedim. Çocuk gibi davrandım biliyorum… biliyorum ama işe yaradı işte. Yüzü düştü ve tek kelime etmeden gitti. YEAH!

Eh! Tabi bu da yetmez bana. Tam da bugün onunla konuşurken yanlışlıkla Jack demez miyim? Derim! Konuşmayı  yarıda kesip gitti. Şimdi arkamda ve normalde olsa rahat durmaz gelir öpüşelim mi der ama yanıma uğramıyor. Oh oldu ona! Ne bu havalar falan.


Biri derslerine aşık biri kendine. Ok by

8 Ekim 2012 Pazartesi

Ben Ona Aşığım O Derslerine -Jill


Şu birkaç günde artık dert yanmayı kesip bir şekilde başarılı olmam gerektiğini anladım ve köpek gibi ders çalışıyorum. Aslında köpekler görse şu halimi üzülür, acır. Gecelere kadar çalışıyorum. Tabi bizim Jack anlamaz ki öküz, camış.

Tesadüflere inanır mısınız? Ben inanmam. Bu yüzden de Amy kılıklı arkadaşıma açıldım. Hayır! Yani bir çeşit itiraf gibi bir şey. Bak gene yanlış anlattım.

Şöyle ki mezhebinin ne kadar geniş olduğunu söylemese de ben ona bütün mezheplerimi anlattım. Sonra Jack’de gaza geldi.

Sonra bırakın bunu şimdi. Size Sinan’ı anlatacağım. Ayh! Çoh Ho$ YhaaĞ! Götünü bile yiyesim var. Ağzını yüzünü bile yerim onun. Bazen şöyle gidip yanaklarını yanaklarını sıkasım var. Lakin ben ona aşığım o derslere. MÖÖÖÖ! COWboy olmuş çocuk. Seksi ama möööö.

Hem siz biliyor musunuz ki o da beni seviyoo, biz onunla evlencez. Erkekim nasılda çaktırmadan bakar, hep beni görmek ister. Ama möööcüğüm o kadar utangaç ki bir türlü adım atamıyor. Ask.fm’ini kapatmayaydı iyiydi çünkü birinden hoşlanıyor ama kimden. Yok anam yok! Bu çocuk bana bu sene yar olmaz, matematiğe olur, fiziğe olur ama Jill’e olmaz.

Ben etmesini bilirimde –hayır bilmem- hadi gene zaman geçsin biraz. Yahu Jack bana yazı yaz demeyeydin. Olum ben aşığım lan. Oturtsan beni anlat desen başa sarar sarar dinletirim. Uzun zamandır hakkaten aşık olmadığım  için, şöyle bir 3 yıl kadarcık. Flört bile etmedim! İnanın ne yapılır ne edilir hep Amy’e soruyorum. Kelin merhemi olsa kendi başına sürer. Ha bu arada Amy demişken azcık Amy’i anlatayım.

İyi kız ya valla! Ama hiç sırrı yok. Belki vardır da bizim gibi boş boğaz değildir. o.O Bilmiyorum, varsa söylesin. Ben gizli saklı işi sevmem! Eheheh! Bizi uğraştırmasın!

Aslında ben ağzımdan kaçırmasydım bütün bu bokluklarımı o gene çok beklerdi merak ile ama ve lakin –bağlaç kullanma rekoru ehuehuehue- eğer sevgili Jack beni satışa getirirse onun gelmişini, geçmişini, kafasındaki turuncu saçlarından götündeki turuncu kılına kadar… neyse.

Rumuz: Aşık ve umutsuz.

Eheheheheh: Jill