20 Mayıs 2014 Salı

Bi Devir Daha Kapandı.. -Jack

Ne tuhaf şeyler oluyor hala. Başlamadan tamamen doktora dair yazdığımı  söyleyeyim. Son bu sefer. Çok ciddiyim anlayacaksın birazdan çünkü.

Ameliyat oldum. Doktorla birlikteyken ameliyat olacağım zaman bana bakacağını, iyileştireceğini o zamanlar hoşuma gidecek şeylerin şimdi ise çok cıvık bulduğum şeylerden bahsetmişti, konuşmuştuk aramızda. Burnumda kemik var ve onu alıp öpüp koklayacağını falan tövbe tövbe :))

Ayrıyız malum. Kaç ay oldu sayamadım artık. Ben yine onca anıya rağmen mesaj attım. Merakta vardı içimde. Gelse ne hissederim acaba diye. Çünkü takıntı olmuştu artık. Sevdiğimden bile emin olamadığım biri için bu kadar parçalamanın bi anlamı yoktu. Her neyse ameliyat olacağım günden bi gün önce mesaj attım. Konuşma aynen şöyle üç mesaj zaten.

'Merhaba. Uzun zamandır konuşmadık. Konuşacak bir şey yoktu çünkü. Neyse. Yarın ameliyat olacağım. Hatırlarsan konuşmuştuk bunları ya da hatırlamazsın sorun değil. Gelir misin bilmem ama ben yanımda olmanı istiyorum...'

'Yer ve zaman belirtirsen ziyaret etmeye çalışırım. İyi ve başarılı bir ameliyat olması dileklerimle..!

'Tophane'nin oradaki devlet hastanesi. Bütün gün hastanede olacağım yarın.'

Çok resmi . Bu mesajlaşmadan sonra kendimi parçalayana kadar ağlamam gerekiyordu. İlginç bi şekilde yattım uyudum. Ertesi sabah ameliyat için hastaneye gittim. Liseden bir arkadaşımda vardı çok samimi olduğum 'Jill değil'  ona verdim telefonu. Ararsa açsın falan diye. Ameliyata girmek de ayrı bi olay. Bi iğne yapıyorlar şeker gibi oluyorsun. Ota boka gülme durumları falan. Gerek yok gerçi ona da çünkü burnuna birşey takıyorlar zaten kopuyor filim :) Ameliyattan çıkarken Amy Winehouse ile seviştim deyip şarkılarını söylediğimi söylemek istiyorum. Bütün hastane beni dinledi. Bunu iyi ki hastaneden çıkarken söylediler bana .

Hasta ziyaretleri falan. Herkes geçti gitti. Akşama doğru duruldu ortalık. Bi mesaj geldi.

'Kaçıncı kattasın?'

Oda numarasını ve kat numarasını verdim. İki dakika sonra kapı çaldı. Biri girdi içeri ama ben doktor gelecek diye bekliyordum. O güzümde büyüttüğüm, ihtişamlı, herkesin kıskandığı hayatı yaşayan doktoru , aşık olduğun öküzü bekliyordum. Doktor girdi içeri aşık olduğum doktor değil. Dudakları uçuklamış, parmaklarının yanlarındaki etleri hep kopartmış, kanatmış, yara etmiş. Saç sakal birbirine karışmış. He birde gözlerinde gereksiz bi duygu vardı. Beti benzi atmış girdi içeri zaten. Elleri titreye titreye annemle tokalaştı.Yanıma sokuldu 'nasılsın?' dedi. Çok düşünmüştüm eğer bir gün bana gelip nasılsın die sorarsa ne cevap vereceğimi . 'Kötü olsam iyi olmam için bir şey yapacak mısın ki ? ' Diye soracaktım. Ama orada 'iyiyim' demek geldi içimden. Niye yüzüme bakamadığını merak ediyorum hala. Benim karşımda birisi bütün çıplaklığıyla dursa ağlasa, yalvarsa ya da başka şeyler yapsa doğal olan, bakardım herhalde. Ben mi yüzsüzüm o mu yüzsüz anlamadım.

Yunanistan'a gitmişti. Oradan magnet almıştı bana vermeyi unutmuştu birlikte olduğumuz zamanlar. Onu getirmiş. Verdi 'iyi olduğuna sevindim ' dedi ve gitti. İki dakika ya durdu ya durmadı.

İtiraf etmem gerekirse hiç kötü olmadım. Üzüldüm daha sonra , burukluk doldu içime ama bu tamamen kendimle alakalı. Çok acınası halde çıktı karşıma. Şaşırıyorum. O kada gözünde büyük gördüğüm tekme yediğim halde. Bu kadar kötü olmamalıydı herhalde.

Ben mi değiştim yoksa o mu çok perişan. Acaba burnum sarılı olduğu için kokusunu duyamadım ondan mı ? Bilmiyorum tam olarak. Tek bildiğim şey o gün yanıma gelen doktor değildi. İsteksiz geldi belkide. Belkide aman bilmiyorum vallahi. Asıl ilgilendiğim nokta, bir insan bir insanın herşeyiyken nasıl olurda bir süre sonra yabancı gelebilir. Nasıl bitip tükenecek bu durum diye merak eder ve bir anda geçer herşey. Hala şaşkınım. Oysa ayrıldığımız zamanlar bu anın çok provasını yapmıştım kafamda. Gelecekti, barışacaktık. O herşeyi düzeltecekti falan. Olmasını istediğim şeyleri düşünmüşüm o zaman demek ki.

Şimdi durup bakıyorum da bu olanlara. Her halde ileride özleyeceğim tek şey anılar ve eski ben. Doktor'u değilde  Doktorun yaşattırdıklarını özleyeceğim. Benim ona yaşattırdıklarımı özlemesini ya da özlememesini umursamadan.

Doktora dair son yazım bu. İyi ki zamanında 'bu devirde evlat acısı unutuluyor, seni de unuturum elbet' demişim. Gerçi o bana ' beni aklından çıkar ama kalbinin bi yerlerinde hala olayım' dese de üzgünüm. Belki de bundan dolayı içim buruk. Neyse daha fazla uzatmayayım isterseniz. Siz siz olun yaptığınız yanlışlar, yaptığınız doğrular hep kendi tarafınızdan yapılmış olsun. İleride kendi kaendinizi yeseniz bile bazı şeyler rayına oturuyor ve siz tek başınıza kaybetmiş ve tekrar güç toplamış oluyorsunuz. Kendi başınıza ayaklar üzerinde duruyorsunuz bu da olgunlaştırıyor sizi.

Bi devir daha kapandı. Rİcky, Doktor...

Sıradaki aşık olacağım gerizekalıya not; Rahatlık bana batmaya başladı. Üniversite sınavınıda boşladım, Gel de bi hayatımın içine et. Hırslanırım belki. Çok bekletme. Çabuk hevesim kaçıyor benim.....





                                                 Bu kadına ölürüm lagnnnnn bennnnn....

5 yorum:

  1. gerçekten ilginçmiş. demek ki doktorun da kendine ait soruları varmış. ama nedense "ben mi değiştim yoksa o mu çok perişan. Acaba burnum sarılı olduğu için kokusunu duyamadım ondan mı ?" cümlesi beni kötü yaptı biraz.
    umarım aşık olacağın gerizekalıyla çok mutlu olursunuz:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayırlısı artık :)) soruları zerre kadar umrumda değil . güzel şeyler yaşadık, güzel bi anı oldu ve bitti :))

      Sil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Çok doğru demişsin evlat acısı bile unutuluyor. Unutmak candır! :D Bu arada geçmiş olsun ya da hayırlı olsun. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hiç bir şey kalıcı değil . :) teşekkür ederimm..

      Sil