12 Mart 2015 Perşembe

İyi Gelmez Mi Hiç İstanbul Havası 3 -Jack

.....öncesi için

En son nerede kalmıştık. He kendimi sorgulamaya başladığım zamandan bu yana çıkardığım derslerden bahsedecektim. Bu arada çok kötü yazdığımın farkındayım. Ben bile okurken sıkılıyorum, seni düşünemiyorum bile.

Bu arada Jill de işe başladı canı çıkıyor kızcağızın, konuşamıyoruz bile çoğu günler. Kıyamam ona. Selamlarımızı ve sevgilerimizi evrene gönderelim, evrende ona göndersin. Gerçi evren bu aralar çok fazla sikiyor ya bizi neyse.

Şimdi fazla hayat var İstanbul'da. İnsan düşünüyor sen ne çektin allah aşkına diye. O transların yaşadığı zorluklar, ailelerinin çıkarttığı zorluk falan allah düşmanımın başına vermesin. Ayta Sözeri bilirsin belki onunla tanıştığımı söylemiştim diye hatırlıyorum. Biraz ailemden falan bahsettim bana öyle bi laf söyledi ki çay diye duvara toslamış gibi oldum. Hem doktoru hatırladım , hem doktor zamanındaki kendimi hatırladım, hem anneme olan tavırlarımı hatırladım. Merak etme doktor devri çoktan kapandı başa döndük yine diye düşünme. Ben böyle annemin benimle konuşmadığını, abimin beni evden atmasından bahsediyordum. Biraz buruk buruk anlattım galiba . "Hiç aşık oldun mu ? " dedi. "Evet oldum herhalde başımdan geçti bir şeyler " dedim. "O zaman ailene ne kadar ihtiyac duydun?" dedi. Bir şey diyemedim.

İşin aslı çok doğru bi laf dedi. Ben doktor zamanında aile falan umrumda mı doktorum var lan benim havasında dolanıyordum ortalıkta. Annemi, abimi takan var mı ? Babamı zaten yüzünü bile hatırlamıyorum. Cidden de dunyayı boş vermiştim. Zaten doktordan sonra annem bayağı bi ilgilendi eyvallah sağolsun da üniversiteye gelince iyice soğutmuştu kendınden beni .Ee bende insanım bende bazı şeylerden soğuyabiliyorum, bazen kendımden bile soğuyorum ben yani. Bu da demek oluyor ki zamanla insan akrabalarından da uzaklaşabiliyor çunku o sırada ya aşıksın ya da kendınle alakalı bir suru sorunlar var. Bi zaman sonra insan yalnız kalıyor. O yalnız anların geçtiği zaman yanına gelmek isteyen kişileri sen istemiyorsun. Doktordan sonra çok fazla değişmiş olma sebeplerimden bir tanesi de bu herhalde. Ben doktordan sonra kendi başıma kendimi yalnız bıraktım ve toparlandığım zaman  beni yalnız bırakan tarafımı tekrar istemedim.

Değiştim, değiştim, değiştim...

Şimdi İstanbul havası da aldım oradaki ortamı falan gördüm. Millet rahat. Annemin adlığı bi atkı var . Hani bu iki ucu birleşik ve boyuna dolanıyor ya işte ondan ben onu taksimde başıma örtü diye doladım da dolaştım. Birde cübbe gibi uzun bir hırka almıştım. Bir allahın kulu dönüp bakmadı.


Buraya geldim İskenderun'a insanlara farklı bakmaya başladım. Eskiden bi pantolon giysem millet bakacak diye çekinirdim. Şimdi farettim ki insanlar her halukarda bakıyor. En basitinden saçlarım turuncu diye bakıyor. ( boya değil tatlım doğuştan turuncu , ginger yani :) Ben ailem konusunda bu kadar sorgularken kendimi millet bakacak diye niye kısıtlayayım.Bursa da zatengereğinden fazla kısıtlandım. Bırakayım insanlar ne düşünürse düşünsün hakkımda. Buraya geldim bi gazla çevremi değiştirdim zaten . Bi kaç gerizekalı insan vardı çevrembe böyle boş boş konuşan tipler, onlarla araya mesafe koydum. Yalnız oluyorum genelde ama işime de geliyor okumak için bir sürü kitap getirmiştim onları okurum işte .Bir de kafam rahat yahu.

Tek sorun var artık hayatımda biri olsun istiyorum. Öyle kör kütük aşık olmama da gerek yok, hoşlanayım ve canım istediği zaman sevişeyim yeter. İstanbulda güzel güzek çocuklar gördüm içim gitti de biraz gaza geldim. O da olacak , öyle umut ediyorum. Beni acı acı becerdiğini bildiğim evrene tekrar mesaj mesaj mesaj....



                                    Ne kadar bana benzese de herif benden daha yakışıklı..







                                         Kapanışı Amy ile yapalım. Bu kadına ölürüm bennn.


9 Mart 2015 Pazartesi

İyi Gelmez Mi Hiç İstanbul Havası 2 -Jack

........öncesi için


Önceki yazıda ne kadar kötü yazmışım ben öyle. Sonradan okuyunca fark ettim de artık eskisi gibi yazamıyorum. Ne oluyor bana hala anlamış değilim. Ne eskisi gibi sevişebiliyorum ne de eskisi gibi birşeyler yaşayıp, yazabiliyorum. Neyse konumuza dönelim. Eğitimin ilk gününden başlıyorum.

Otelden çıktık. Allahtan eğitimin olacağı yer otele yakın yürüyerek gidip geliyoruz. Ben Bursa'dayken çok fazla feminen arkadaşlarım vardı. Sabahtan akşama kadar Starbucks da oturup millet kiminle koli(lubunca cinsel ilişki yaşamak) kesmiş, kimin kolisinin similyası(erkek cinsel organ) büyük ya da kimin mincosu(bildiğimiz göt) sugar(güzel) bunları konuşurduk.haliyle etraftaki insanlar da bize bakarlardi. Hele komik bir şey olsun aman allahım o incelik ve kalınlık arasında kalmış ses tonundan çıkan kahkaha sesı cidden çok kötü. Kınamak için söylemiyorum. Utandığım falan da yok ama abartıldığı zaman daralırım. Ki o zamanlar da abartmışlardı sağolsunlar. Bende başkaları yüzünden milletin bana dik dik kınar gözlerle bakmasından rahatsız olduğum için görüşmeyi kesmiştim. Şimdi ise eğitim yerine giderken grup halinde bir suru feminen ve feminen olamayan gruplar halinde yürüyoruz. Ayrımcılık yapmak için söylemedim feminen ve feminen olmayanlar derken sadece daha iyi anlatmak için söylüyorum sakın öyle düşünme olur  mu ?

Kimisi saçının ön tarafını mora boyamış , kimisi altında gri bol bi şalvar üstünde çiçekli yelek, kimisi annesinin ördüğü mor yeleği, kimisi altında gri tayt. O kadar rahatlar ki millet bakmış bakmamış mı hiç umurlarında değil. Bana bak birde gömlek altında pantolon , o an fark ettim ki kendimi fazla bastırmışım. Ve o an anladım ki millet sana baksın bakmasın çok önemli değil o an eğleniyorsan olay bitmiştir.

Eğitim ofisine gittik. Herkesin yeri belli devamlı filtre kahve gidip geliyor. Üniversitelerden gelen öğretim görevlileri falan. Eğitim başladı nereden geldiklerini, ne yaptıklarınından falan bahsediyor bana geldi sıra. Bir şey diyemedim. Malım çünkü ben. Kendimi çok bastırdım, olduğum gibi yaşayamadım o yüzden çok bir şey yapamadım ki zaten siyasete falan da hiç ilgi duymadım diyemedim. Amacım oraya bir şeyler öğrenmekti ve öyle de oldu.

Millet nasıl bu kadar çabuk kaynaştı anlamış değilim. Konuşmalar gülmeler falan maşallah . Ben katılmak mı hak getire. Ayol ayol diye konuşsan insanlara karşim karşim die sesleniyorum. Ee sonradan açıldım tabi ayollar, kızzzz yapmaa bee demeler , dedikodular falan ohooo ben ben değilim. Nasıl bi psikolojideysem bir yandan da 'alışma bak Jack ağzına yapışır İskenderun'da dersen rezil olursun bir de milletle uğraşma ' diye diye kendimi tuttum ama nafile. Saldım çayıra mevlam kayıra.

Hele bir gece var ki kendimi nasıl saldım ki sorma. Şimdi eğitim bitti otele gittik. Dedik ki İstanbullara kadar geldik içmeyelim mi? Gittik bi şişe şarap aldık. İçtik falan hafif çakır keyf oldum ama bünye rahatlığa alışkın değil ya uyuyamadım bi türlü. Bi yandan da şimdi uyursam oda arkadaşım iri yarı bi herif , beni siker diye korkudan uyuyamadım tabi . Sonraki gün dedik ee buraya kadar geldik bi taksim yapalım dimi. Herkes odasına gitti dedik biraz uyuyalım zaten geç gideriz  erkenden gidersek kimse olmaz insan yüzü görelim hem. Herkes odasında uyuyor bende şimdi dışarıda içki pahalıdır odadaki şarabı bitireyim üstüne cila yaparım dışarıda diye düşünüyorum. İki kadeh şarap içtim Sonra Bursa'dan bir arkadaş vardı onunla buluştuk onunla birer bira içtik. Sorna bizim eğitimdekilere  katıldım. Heves ettik Mis sokağında bira içelim dedik. Orda da birer bira içtik. Sorna Bi cafe&bar da iki bira içtik. Sonra bi cluba gittik orada da vodka enerji içtik .Sonra sonra sonra..
En son hatırladığım üçüncü vodkadan sonra bende kayışın koptuğu. Böyle ne kadar içtiğimi söyleyince de ergen gibi oldu. Aman neyse işte. Benim kayış bir koptu var ya anlatamam. Dans etmeyi bilmezdim hiç dans etmediğim kimse kalmadı. yiyişmediğim kimse kalmadı. Gerçi bunları eğitimdekiler anlattı çünkü hatırlamıyorum hiç birini. Ara ara hatırladığım birşeyler var tabi .Otele dönerken dolmuş şöförüne ' benimle yatsana şöför bey ben İskenderun'da sevişecek adam bulamıyorum' diye bağırdığımı , bi trans arkadaş vardı onunda yolun ortasında seviştiğimi hayal meyal . Bende kayış koptu ama kendimi nasıl sartlandırdıysam dans ediyorum ama bir yandan da telefonumla cüzdanım yanımda mı onu kontrol ediyorum. Beni odaya çıkardı iki kişi hemen gittim telefonumu şarja taktım falan. Sonra ara ara kustuğumu , ha birde duş alırken arkadan birinin bana girip çıktığını hayal meyal hatırlıyorum. O kadar. Sabah bi kalktım boynum falan mosmor, çırılçıplak yatakta olduğum ve yanımda kimsenin olmayışı. Zaten çırılçıplak olduğumu kapıya beni uyandırmak için gelen arkadaşlara kapıyı açtığımda farkettim. O anki utancımı yazmama gerek var mı ?

Aşağıya kahvaltıya indik. Başım önce eğik acaba dün akşamki kim die düşünüyorum. Herkes de benim oteldeki çalışanlara bile sulandığımı konuşuyordu. Başım çatlıyor, utanıyorum ve meraktayım. Sonradan biri geldi yanıma ' İyi misin ?' diye sordu.Kaçamak cevap verdim haliyle. Meğerse dün akşam iyi misin diye soran arkadaşla birlikte olmuşuz. Çok fazla uzun sürmemiş çünkü devamlı kusuyormuşum ve ayakta durmadığım için yere domalıp içime girmesine izin verdiğim sırada boynum kırılacak diye korkmuş falan. Çok garipti hayatımda yaşadığım en ilginç deneyimlerden bir tanesiydi.

Sonraki gece yine duramadım ben herkes odasında uyuyor gecenin bi körü saat 02.00 de dolmuş olmasına şaşıra şaşıra Tekyöne gittim. Gerçi gittiğime de pişman olmadım değil. Yalnız gittiğimden mi ne bilemem ama hiç beğenmedim. Çok kişiliksiz insanlar falan vardı. Bir de devamlı aynı şarkıları çalıp durdular. İki bira içip tıpış tıpış otele döndüm. Aklım başımda otelin yolunu bulduğum için hiç bi heyecan falan olmadı tabi. O yüzden bu geceye dair bir şey yazamayacağım sanırım.

Ondan sonraki geçe aklım başımdayken çok farklı insanlarla tanıştım. Teslimiyet filmini izledin mi bilmiyorum ama orada oynayan iki trans arkadaşla tanıştım. Çok fazla kezbanım galiba ben . Bi gördüm aman allahım bende bi heyecanlar falan görmen lazım. He birde Ayta Sözeri ile tanışmak istiyordum. Onunla tanıştım. Tanıdığım en muhteşem insanlardan sadece bir tanesi. Şuan da bi dizi de oynuyor zaten. Bunu blogdan hiç haberi olmaz belki ama burdan selam olsun kendisine :)

Benim için çok farklı deneyimlerdi. Annemden konuştuk, kendimi bastırmamdan konuştuk, neler yapmam gerektiğinden ve neler yaptığımdan konuştuk. Kendimi ilk defa özgür hissettim. Rahatlamıştım. Dilediğim gibi konuştum dilediğim gibi eğlendim. Gelecek üzerine sorguladım kendimi ve ne kadar şanslı olduğumu anladım. Çok garip şeylerdi.

Neyse daha fazla uzatmadan devamını daha sonraya saklıyorum. Bende bu devamı daha sonra olayını çok sevdim galiba :)
                                                                                                                       
                                                                                                                  sonrası için....

8 Mart 2015 Pazar

İyi Gelmez Mi Hiç İstanbul Havası -Jack

Bir İstanbul sabahından kalan anılarla gözlerimi karmaşaya açmış bulunmaktayım. Hayatımı sorguladığım bir haftayı daha geride bırakmış bulunmaktayız. Lise yıllarından kalan bir çevrem var sivil toplum örgütlerine mensup. Oradaki bazı arkadaşlar İstanbul'da olan bir etkinliğe davet ettiler.

Bir gün telefonum çaldı. 'Jack bey! İstanbul'da gerçekleşecek olan Siyaset okuluna katılmak ister misiniz.? Numaranı bilmem bilmem kişiden aldım senin için çok güzel şeyler söyledi' Dedi. Kabul ettim etmesine ama bir yandan uçak biletlerine bakıyorum. Bir yandan ben ve siyaset hiç birbirlerine yakışmıyor. Bir de kim benim hakkımda iyi şeyler söyler ki diye düşüne düşüne sabah ettim mi. Bu birinci problem. Hadi bunu geçtim internetten başladım makale okumaya . Amacım oraya gittiğim
zaman cahil gözükmemek. Ha bir de beni oraya çağırmaklarındaki amaç Bursa'da  bir oluşum var LBGTİ ( lezbiyen,gay,bisexuel,transexuel,intersex) bireyler için. Ee ben İskenderun'dayım. Bursa'da neler oluyor bilmiyorum ki. Birde bana dediler mi Bursa'daki oluşum hakkında bizi bilgilendireceksin die. Al bi de burdan yak . Bıraktım makale okumayı daha önceden eşcinsellik hakkında bir konnuşma yapmıştım oradan bir kaç kelime kapmak için okumaya. Ha bir yandan da internetten Bursa'daki oluşum hakkında bilgiler bakıyorum. (Okumak istersen : Ne Yalnız Ne de Yanlışız )

Baktım olacak gibi değil sağı solu aramaya başladım. Bir kaç bir toparladım beni idare eder die düşünmeye başladım.

Dayanamadım uçakta makale falan okuyorum. Bir kaç kişi sordu ne okuyorsun diye.Ne olduğunu söyleyince 'Tıpla mı ilgili?  dediler. Hayır desem olmaz . Evet desem hiç olmaz. Hem ayrıca Tıp ne alaka gerizekalı. Kaderin cilvesi işte. Cevap vermem genelde böyle durumlarda. İnsanlar istediklerini düşünür ve bende daha fazla havalanır yanımdaki ne tepki veriyor diye çaktırmadan bakacağım diye yaptığım işi yapamam. He bir de şu huyum var . Hava alanında bavulla falan dolaşırken kendimi turist gibi hissettiğim için yabancı yabancı dolanırım etrafta. Birisi bir şey sorsa İngilizce cevap veresim geliyor. Düşün artık kendimi nasıl kaptırıyorum. Ki büyük ihtimal mal gibi görünüyorum o ayrı bir şey. Zaten biri bir şey sorsa ingilizce cevap vereceğimi sanmıyorum ya  neyse. Hemen ingilizce bilmiyor diye düşünme sadece çok iyi bilmiyorum. Derdimi anlatıyorum vesselam.

Şu hava alanlarında bavul beklemek gerçekten çekilecek çile değil. Hele benim gibi bir insansan eyvah ki ne eyvah. Gelen her bavul sanki benim bavulum hemen sarılmalar,almaya çalışmalar. Zaten milletin bavuluna sarılacağım derken kendi bavulumu kaçırıyordum o ayrı bi salak noktam. He birde gideceğin adresi bulma olayı var. İstanbul'a o kadar yabancıyım ki Bursa'da yaşamış olmam hiç bir şeyi değiştirmez. Etrafa bakıyorum millet haldır haldır bir yerlere koşturuyor.Bende o arada üçüncü sigaramı yakmış bekliyorum. Bi ara birine adres sorayım dedim kadın beni dilenci zannetti hiç oralı olmadı. Hal böyle olunca ister istemez insan çekiniyor.Köyden indim şehre modunda gideceğim yereharitadan falan bakıyorum.ama sanki millet beni sikecekmiş gibi davranıyorum. Korka korka gitmeler falan . Hiç bu kadar mal durumuna düşmemiştim.

                                                                ###

Otele bir girdim. Ya Rab! Çok güzel yapmışlar. Kıçımı satsam böyle bir yerde kalamam düşün o derece. Gerçi sen bana aldırma ben biraz fazla görgüsüzüm. O kadar görgüsüzüm ki kaldığım ilk gece hiç uyuyamadım yatakta. Çalışanlar bir tatlı bir tatlı anlatamam. Sabah zebella gibi gözler kedi amcığı gibi ettim. Tam kahvaltı nerede yapacağım ben lan derken hopp telefon çaldı. Reception. 'Jack bey . Günaydın efendim. Kahvaltı saati başladı ve saat 10:00 'da eğitim var bilgilendirmek istedim efendim.' dedi. Adam böyle iyi davranınca bende mezun olunca böyle mi yapacağım acaba falan die düşünmeye başladım. Turizm bölümü okuduğumu söylemiştim sanırım. Her neyse kahvaltı salonuna indim. Adını bile bilmediğim bir ton şey. Kibarlık olsun diye ilk başta az az aldım ama sonradan dedim ki ' Görgüsüzüm olum ben , bir daha nerede bulacaksın. Hem neden olmadığın biri gibi davranıyorsun. Ne değişken herifsin. Yazıklar olsun sana ' diye iç sesimle dalaşırken bir baktım benim tabak maşallah almış başını gidiyor. Allahım birde doymuyorum.  Eğitim saati gelmemiş olsaydı daha yerdim de he birde aşcının öküz bakışları var tabi.
                                                                                           


                                                         (çok uykum geldi devamı daha sonra :)
                                                                                                                         .....devamı için