8 Ekim 2019 Salı

Taslak 2

Yazıpta yayımlamadığım ikinci yazıdan selamlar.

Bilmem kim bilir ne zaman yayımlarım bu yazığı ama daha sonradan okumak istiyorum çünkü ders çıkıyor genelde hep bana. Keşfetme falan filan demeyeceğim , gına geldi farkındayım ki bi duraksama da yaşıyorum kendi içimde. Baskıladığım duygusallık zorlamaya başladı beni artık. Dışa vurumum da genellikle öfke olarak oluyor ve çok fazla acımasız ve yıkıcı olabiliyorum bu konuda. Tam bir pasif agresif haller içerisinde dengelemeye çalışıyorum kendimi düşünün ne kadar yogu olduğumu.

Yine benim için iyi olacağını düşündüğüm bir kaç planlarda bulundum ama hesapta olmayan saçma sapan şeyler çıktı birden ve zaten pamuk ipliğine bağlı olan sukunetim kopmaya ramak kaldı. İzmire gittim bayram tatilinde , uzun zamandır da annemi görmemiştim epey iyi oldu. İşin alında erillik içinde büyümüş aynı ana ve babadan olmalarına rağmen bir tanesini taparcasına sevdiğim kuzenim ve kaç yaşına gelirse gelsin ehlileşmeyen diğer kuzenim. Sanırım insanları cehaletleri içindeki sırrı çözüp virüs gibi insanları etkisi altına almayı çözüyorlar ya da ben çok dirayetsizim. ( Yeni geçiriyorum blog sayfasına ve yazdığımdan zerre birşey anlamadım) Bir insan anca bu kadar eril anca bu kadar içselleştirilmiş fobilerle dolu ve bu kadar zamanında görmeden gelinmiş bir aşağılık psikolojisi olan biri gibi davranabilir. Aleti kabarsa bile etrafında kim olursa olsun asla rahatsız olmayıp sanki önemliymiş gibi gözlerimize sokarak gezebilecek kadar da saygısız kişilikten bahsediyoruz. Bu penis de ne lanet bir organ gerçekten . Bu yaptığım cinsiyetçilik farkındayım gerçi ama öğrenilmiş cinsiyetçilik değil en azından. Erillik, ataerklikten bıkmışlığın getirdiği bir cinsiyetçilik. Haklı bir savunma belki de bir öz savunma. Her türlü sanırım üzerine tartışılır.

Tatilim gerçekten sabır çekmekle, duymazdan gelmeyle, hoşgörülü olmaya çalışmakla geçti. Sert tepki vermek istemedim çünkü tara olmak istemedim. Hep kendimi telkin ettim ki bu durum benim için oldukça yorucu hale geldi. İzmirden erken dönüp Bursa'ya gittim ki  Bursa da oldukça yorucu geçti. Tatile diye çıktığım İstanbuldan hasta olarak geri döndüm. Anca kendime geldim ve bu sefer de bunca şeyi yaşamak zorunda hissettiğim ve neden aksiyon olmadığının verdiği pişmanlıkla içimde bir öfke büyüdü de büyüdü açıkçası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder