7 Eylül 2013 Cumartesi

İzmir'e Giden Jack'ın Dramı... -Jack

Bok vardı geldim dedim İzmir'e. Geçen hafta perşembeye kadar her şey güzeldi.

Hayatımda hiç yapmayacağım şeyleri yaptığımı devamlı söylüyorum zaten. Annemle babam ayrı olduğu için annem bayağı sıkıyor beni. Eşcinsel olduğumu  bilmesi de etkili tabiki. Gerçi bilmeden  öncede hayatımı  mahvetmeye kararlı olduğu için yapacak bir şey yok. Beş dakikalık zevk için kaç senedir bi rahat yüzü görmüyordum ki  karşıma sevdiceğim doktor civanım çıkana denk...

Biliyorsunuz şimdiye kadar hiç bi yerde kalmışlığım yok. Belkide söylemedim size ama sırf annem rahatsız olmasın diye hiç bi arkadaşımda kalmışlığım yoktur. Hele ki sevgililerimden bir tanesiyle. Hiç bi zaman sabahlama imkanım olmadı. Pezevenk dayılarımdan bir tanesi tam bi orospu çocuğu (anneannem de süpheleniyor zaten.) çadır kurmuş sahile. Nerden estiyse  git kal orda falan dedi. Büyük ihtimalle  gözünün önünde durmamı istememiştir. Neyse amma velakin  doktor  civanımda varken ona söyledim. Zaten bir aydan fazla doktorun eli elime değmedi. Geleli bir hafta falan oldu dışarıda görüşüyoruz ama hiç bi şekilde temas olmadı. İmkan olmadı daha doğrusu. Bizde çadıra gidelim dedik.   Çadıra gittik, temizlik yapıp gündüz vakti insanlar  yüzerken halvet olduk. Dudaklarımda uçuk çıktığı için  öpemiyorum.Çok kötü bi durum bu o kadar özlemişken öpememek.. Her neyse gece yapmamız gereken şeyi gündüz yaptık.  Gece oldu, gökyüzünde dolunay var.  Işık bile yakmadık. Gece bir anda her şey değişti. Dolunay ışığı gözlerimizden yansıyarak yüzlerimizi aydınlattı. Çok farklı şekilde gördük birbirmizi. Öpemediğim için talihime küfrederken , sarılırken bulduk birbirmizi. O beni deli öptü durdu. Sonra birden 'seni seviyorum' dedi. Hiç bir şey diyemedim. Hiç beklemiyordum çünkü. Yüzünü kavradım. Gözlerine baktım 'cevap vermesem, sende anlasan' dedim.Yanağıma  hiç olmadığı kadar hafif bi öpücük kondurdu. Bende nereden çıktıysa 'beni bırakma olur mu? ' dedim. Bir sarıldı , sırtım nasıl kütledi bi duysanız sanki araba geçti üstümden. Hiç ses çıkartmadım. Nefes alış verişlerimiz başkaydı. Bir başka şey vardı o akşam. Hayatım boyunca annemden başka kimseyle yatmamıştım. İlk gece yatamadım da zaten. Gece hep uyanıktım. Yüzüne bakamadım uyanmasın diye. O da uyumuyordu sanırım. Çünkü devamlı elimi sıktı. , öptü,  sımsıkı sarıldı. Sabah da gece deliksiz uyuduğunu söyledi. Tam üç gece dört gün kaldık. Tartıştık , güldük , yemek yedik , güneşin batışını izledik, hatta  gece saat 01,30 da etrafta kimse yokken dalga sesleri eşliğinde çırılçıplak ve el ele sahili turladık. Çok farklı şeylerdi. Eve dönme zamanı gelince her şey  boka döndü..

Pezevenk dayımın oğlunun sünneti vardı. Bir sürü tanımadığım akraba , bir sürü sulu sulu öpücük ve bir sürü yaramaz, ayak altında dolanan yeğen. İşte o zaman İzmir'e geldiğime pişman oldum. Keşke doktorla birlikte Bursa'ya dönme fırsatım olsaydı. Şuan Bursa da ve evinden dışarı çıkmıyor. Devamlı konuşuyoruz . Bir sürü fotoğraf yolluyoruz birbirimize. Saatlerce telefonda konuşuyoruz. Beni özlediğini, evin her yerinde  anımız olduğunu  geç kalma die  yalvardığımını hatırlıyorum. Benim yaptığım tek şey  'bende seni özledim aşkısı' deyip ona belli etmeden ağlamak oluyor.

Çok fazla boğuldum artık.  Hayatın beni devamlı bir yerlere sürüklemesinden sıkıldım.  Çok şükür yine halime çoğu insanın yaşamak istediği şeyleri yaşıyorum ama kavga ve gürültülü ortamda bulunmaktan oldukça yoruldum. Sakın  ve sevdiklerimle bulunmak istiyorum. Sanırsam olgunlaşma ve durulma çağındayım. Eşcinsel kimliğim  için açtığım faceyi kapattım, hattımı değiştirdim. İş başvurularından çağrılıyorum  ve üniversite kaydı için tarih bekliyorum.

Bu kadar fazla yorulmamın sebebi sanırsam annemin beş para etmeyen ailesi. O kadar boktan ki her şey. Dayım devamlı götünü sikeyim , ibne herif falan gibi bir sürü laf söylüyor elaleme. Benim eşcinsel olduğumu bilse kim bilir neler  der. Annemde ona uyuyor her lafının sonunda göz ucuyla bana baktığını hissediyorum. Hele teyzem bir lafı kırk defa söyler. Benimde en sinir olduğum  şeydir. Gerizekalı  değilim bir şey söylersin, tepki  vermiyorsam umrumda değildir. Evde bir sürü  yeğen var  11- 12 yaşında  hala ekmek almaya, çöp dökmeye ben gidiyorum.


Yeğenlerde ayrı bi cins zaten. Tuvalete girerim gelir lambayı kapatırlar falan. Telefonuma bakmaya çok meraklılar ve hayatlarında hiç küpeli erkek görmemişler . Dövemiyorum da zaten dayım kalkar bi laf söyler bende  ana avrat düz giderim die tutuyorum kendimi. yengemler zaten ayrı bi organizma. Hiç sahip çıkmazlar çocuklarına. En  ufak yeğenim ben geldim geleli siki taşağı dışarıda, çırılcıplak geziyor  ortada. Bağırarark konuşur hemde çok boş konuşur.  Doktor olmasaydı gelmezdim buralara ama geldim bi kere . Şimdi gün sayıyorum Bursa'ya dönmek için. Her ne kadar İzmir'e bir daha gelmeyeceğim desem de sike sike geleceğim. Sinirden mi ağlasam yoksa doktorumu özlediğime mi ağlasam bilemiyorum.  İnternet falan da yok burada hiç bir şeyle oyalanamıyorumda zaten. İşler çok güzelken birden boka sarabiliyor.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder