Birini sevme isteği uğrasada ara sıra aklımdan çıkamayan doktor engel olabiliyor hala. Koli bulmak için girdiğim sitede aldatıyormuşum gibi hissedip çıktığım dakikalarda yazıyorum.Doktorla olan ilişkimin sonuna hazır değildim henüz ve hayat sonunu hiç beklenmedik zamanda çıkarttı karşıma.Daha çok güçlendim ve daha fazla anladım bazı şeylerin değerini. Yalnızlık daha iyi bir şey sanırım benim için. Telefonum hiç çalmıyor. Fakat her gece sarja takıyorum. Yalnızlığıma eşlik eden şarkılar sağ olsun. Yalnızım ve kendimle uğraşmaktan başka hiç bir şey yapmıyorum. Ne arayanım var ne de soranım. Kim kimle ne yapmış, kime ne olmuş ya da başkalarının dertlerini dinleyip yapmacık yapmacık 'olsun canım geçiyor her şey' demek zorunda kalmıyorum.
Biraz uzun oldu sanırım yazmayalı. Aslında gün içinde kafamda devamlı başlangıç yaptığım yazılar var. Kağıda dökemesem de yazıyorum. Kendi içimdeyim uzun zamandır. Bu durundan git gide zevk almaya başlıyorum ayrıca. Tek sorunum ailemin ara sıra gereksiz tartışmalarına kayıtsız kalamayışım. Sorunda neden onlara bir şey anlatmıyormuşum..
Eski ben ben değilim. Günde üç dört kişiyle yatamıyorum. Hatta doktor beni hayatından def ettiğinden beri elime kimsenin eli değmedi. Bir süre daha değeceğine benzemiyor. Hala iş yerime, dershaneme, evimin nerede olduğunu bilmediği halde geleceğine inanıyorum. Hayali kuruyorum desem daha doğru olur.

Her neyse. Böyle eskisi gibi götlü göbekli şeyler yazamayınca bi tuhaf oldum. Edebi nitelikli cümleler kurunca kendimi yeni ergenliğe girenler gibi hissettim.Bilmiyorum belki de senin böyle düşünebilme ihtimalinden kaynaklı. Olgunlaşmış da olabilirim..
Öyle bi kazık yedim ki. Aslında iyi oldu. Yediğim kazıktan dolayı eğilmem artık her şeye. Doktor... Bir yandan da düşünüyorum doktor bana kazık atmadı ki diye. Soğumuş olabilir, sıkılmış olabilir, eski heyecanı alamıyor olabilir yada her neyse. Gayet normal ayrılmak istemesi. Kimse karşısındaki mutlu oluyor die mutsuz olmak zorunda değil. Doktorla tanışmadan önceki halime bakıyorum da yatmadığım adam kalmadı Bursa'da. Bütün hayatım sex üzerine kuruluymuş. Şimdi öyle mi? Vallaha değil. Biriyle sevişme olasılığımı bile düşünemiyorum. Uykum kaçtığı zamanlarda yaşadığım sex anılarını düşünür ya da abazanın biriyle uykum gelene kadar sex muhabbeti yapardım. Şimdi onun yerine uykum kaçtığı zaman kalkıp ya kitap okuyorum ya da test çözüyorum. Bunlar iyi şeyler bence. Çeki düzen verilmiş bir hayat işte. Birde şu üniversiteyi kazanıp loş ışıklı odamda Sıla'nın vaveyla albümünü dinlerken acı sade kahvemi yudumladım mı tamamdır. Şarap da olabilir. Çileklisinden.
Doktora soracağım diyorum ya bir gün karşıma çıkarsa o bana gönderdiği fotoğrafları sitelerde yayınlamasının hesabını. Sırf anılara ihanet etti diye soracaktım ama bende yaptım aynı ihaneti. Eve eski kız arkadaşım geldiği zaman doktorla yaptığımız her şeyi yapmadık mı? ayrı boku ben de yedim. O yüzden şimdi fark ettim de bunun yüzünden doktora hesap soramam. Neyse zaten ne o benim karşıma çıkar ne de ben o karşıma çıktığı zaman ağlamamak için kendimi zor tuttuğum zaman bunun hesabını sorarım. Belki de ağlamam bilmiyorum.
Neyse yine doktora bağladım yazıyı. Hiç öyle bir amacım yoktu oysaki. Hadi bakalım birazdan sabah ezanı okunacak bari bir kaç saat uyuyayım da dershaneye gideceğim oradan da işe. Yazıyı Ahmet BATMAN'ın bir kaç cümleleriyle bitireyim.
'..Şimdi her şey fincanda soğuyan bir kahve kadar tatsız. Ve hiç bir yazı sana yazılmadı, senin yüzünden yazıldıysa haberim yok.....'